Nisan 2016 Posts

Söyleyecek sözü olanlardan sözler…

 

(…) Son zamanlarda toplumda yaşanan ahlaki çürüme ve toplumsal çözülmeye bakarak bireysel düzeyde davranış kodları üzerinden sıklıkla yapılan eleştiriler, Müslüman -muhafazakâr şair, sanatçılarda görülen içe kıvrık melankolinin farklı bir boyutudur. Olayı bireysel ahlak, savrulma boyutuna indirgeyen ve bununla sınırlayan ama sistem sorununu görmezden gelen eleştirel bakış açısı bir tür muhafazakâr ahlakçılıkla malul kalmaya mahkum.

Gazete yazısı deyip geçmeyin, işte o yazılardan ikisinden bazı alıntılar…

 

İstemem nakl-i cenâzemde çeleng-ü âhenk
Debdebeyle gidilir sâha değildir makber
Orası medhalidir bârigeh-i Mevlâ’nın
Kapısından içeri aczile girmek ister.

Gökhan Özcan’ın bir gazete yazısından…

 

Hakikatin, en kendini bilir olandan, en kendini bilmeze kadar herkese, teoriden azade, yığma fikirden uzak, çıplak, yalınkat ve tamamen hissi bir dokunuşu olmalı. Çünkü hakikat, insanların sadece bir kısmının fikretmeye memur olduğu bir mesele değil, alimden cahile bütün insanların bir ömür mesai vererek cevabını tamam etmeye mecbur olduğu yegâne soru aynı zamanda.

Bu günkü gazete yazılarından seçtiğim bölümler…

 

“(…) Halk hikayelerinin maruz kaldığı (naklettiğimiz ve şimdilik zikredemediğimiz) bunca baskıdan, yasaklamadan, sansürden, değiştirmeden sonra, asıllarına uygun olarak halka yeniden sunulmaları da bir iade-i itibardan başka neyle ifade edilebilir ki…

Bilim, felsefe, yöntem ve ahlâk: İhsan Fazlıoğlu’ndan tanımlar, düşünceler…

 

İhsan Fazlıoğlu‘nun “SÖZÜN EŞİĞİNDE” adlı kitabından (Papersense Yayınları, 1.Baskı: Kasım 2013, ISBN:978-605-160-878-5) birkaç satır alıntılayacağım bu terimlerle ilgili olarak.