Ocak 2017 Posts

Babanzâde Ahmed Naim Beyin (1872-1934) Türkçesiyle Kunut Duâsı meâli

 

“Allâhım! Biz Sen’den yardım, ettiklerimizden dolayı Sen’den mağfiret dileriz. Sen’den hidâyet isteriz. Sana îmânımız var. Sana tevbe ederiz. Sana tevekkül ederiz. Her gûnâ sıfât-ı medh ile Sana senâ ederiz. Sana şükrederiz. Sana küfretmeyiz. Sana muhâlefet ve isyân edeni başımızdan atıp terkederiz. Allâhım, ibâdeti Sana ederiz. Namazı Sen’in için kılar, secdeyi Sen’in için ederiz. Koşuşup çabaladığımız hep Sana doğru gelmek içindir. Sen’in rahmetini umar, azâbından çekiniriz. Zîrâ Sen’in ciddî azâbın kâfirlere bulaşır.”

Kaynak eser: Sahîh-i Buhârî Muhtasarı ve Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, 3. Cild, s.239, Müellifi: Zeynü’d-dîn Ahmed b. Ahmed b. Abdi’l-Lâtîfi’z-Zebîdî, Mütercimi: Darülfünun Müderrislerinden Ahmed Naim, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Sekizinci Baskı, Ankara, 1983.

[gûnâ: türlü. Küfretmek: Allah’a ve Din’e inanmamak, Allah’ı ve Din’i inkâr etmek. Kâfir: Küfreden, küfredici.]

Düşünürken ve dua ederken…

 

Düşünme ve dua için her gün belli bir süre ayırmamızda fayda olduğunu kendimizin ve başkalarının tecrübelerinden biliyoruz. Yaşarken her gün bir süre bir durup düşünme, değerlendirme yapma elbette yararlı. Yoğunlaşmayı sağlar, sağlıyor böyle bir meşgûliyet.

Efe Hazretleri’nin (d.1868-v.1956) bazı şiirlerinden mısralar

 

*Hak seni medheyledi levh u kalem hayrettedir / Haşre dek yazmak ne mümkin hasb-i hâlin yâ Resûl

*Ehl-i zevkın gönlü mir’ât-ı dilârâdır müdâm / Seyreder kendi yüzün kendindeki sultâne gel

Önemsediğim bu günün iki gazete yazısından üçer alıntı

 

Mahmud Erol Kılıç’ın “Geleneksel tohum kendini üretir” başlıklı yazısından (Yeni Şafak, 29.01.2017):

“(…) O kavramların ilk vaz edildikleri yerler (evvele mâ vudi’a) yani ‘ana tohum’ bilinmesi gerekir ki ondan türetilenler de bilinsin. (…)”

Şair İsmet Özel’in en yeni yazısından birkaç cümle

 

“(…) Türk milletine can pompalayan gücün nereden devşirildiği malumattan sayılmadığı için şimdi o candan eser kalmadı. (…)