Hâce Muhammed Lutfî (Alvarlı Efe) Hazretlerinden…
*Derde dermândır Muhammed sohbeti / Nûr-i îmândır Muhammed ülfeti
Rahmet-i Rahmân dilersen ey Kirâm / Ver Habîb-i Kibriyâ’ya çok selâm
*Derde dermândır Muhammed sohbeti / Nûr-i îmândır Muhammed ülfeti
Rahmet-i Rahmân dilersen ey Kirâm / Ver Habîb-i Kibriyâ’ya çok selâm
“Kul, sınırlı olma özelliklerinden çıkıp istediği gibi davranma özgürlüğüne sahipmiş gibi hareket ederse, Hakk’ın rablık /rububiyet sıfatına veya mertebesine ortak olmaya yeltenmiş ve büyüklüğüne sataşmış olur.
Alıntıladığım bu başlık İsmet Özel’in İstiklâl Marşı Derneği İnternet Portalinde yer alan 18 Ocak 2017 tarihli yazısına ait.
O yazının birkaç yerinden alıntılar sunacağım.
En evvel o bir mü’mindi. Sonra olgun, mütevazı, samimî, dürüst, nâzik, kısaca iyi bir insandı. Seçkin bir entelektüel; çalışkan, başarılı, üretken bir akademisyendi. Eşine ve çocuklarına karşı nâzik, kibar, samimî ve açık biriydi. Başta en yakınları olmak üzere seveni, saygı duyanı çoktu.
Bütün bu demeye çalıştığımın kanıtı ve sonucu mu? Vefat edince ardından konuşulanlar, yazılanlar…
Sessiz, sâkin, köşesinde duran ama çalışan, araştıran, yazan birisi olarak ölümü çok yankı yaptı. Tanıyanları, kitaplarını okuyanlar, kendisiyle tanışmış-görüşmüş olanlar, talebeleri, arkadaşları çok ses getirdiler ardından. Çok dua aldı merhum.
Allah bol rahmet ve mağfiret eylesin. Ebedî hayatı güzel olsun. Âmîn.
“Sahîh-i Buhârî Muhtasarı ve Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi” adlı eseri ortaya çıkarmak üzere TBMM tarafından görevlendirilen, Dârülfünun’da müderris ve felsefeci olarak ders vermiş âlimlerimizden Merhûm Babanzâde Ahmed Naim Bey (d.1872-v.1934), bu çalışmasını sürdürürken üçüncü cildin müsveddelerini bitirmesine birkaç cümle kala Emr-i Hak vuku bulmuş ve vefat etmiştir.