Ocak 2017 Posts

M. Orhan Okay beyefendi de bu dünyadan göçtü

 

Kendisini üniversite mezunu olur olmaz girdiğim asistanlık sınavını kazanınca göreve başladığım 1971 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde tanıdım. Orada Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde hoca idi.

Osmanlı İmparatorluğu ve hakkında konuşma, yazma kolaylığı

 

Her konuda olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu konusunda da bilgisizce sözler edenler de, sadece hamasî olarak bu konuya yaklaşımda bulunanlar da hep olmuştur ve oluyor. Bu alanda titiz ve değerli çalışmalar yapmış olan akademisyenler de var elbette. Ama yaygın olan tavırlar, bilgisi olmadığı halde Osmanlı’yı önemsemez görünen veya bilgiye dayanmadan Osmanlı’yı yüceltir görünen hamasî tavırdır.

“Eksik olan kavramların kendileri değil yani, anlamları…”

 

Bu cümle Gökhan Özcan’nın evvelki günkü “Boş bakracın ağırlığı” başlıklı yazısında geçiyor.

Bu yazıdan üç cümle daha:

“(…) ‘Bilinç’, sahip olduğumuzu sanmakla en büyük yanılgıya düştüğümüz, düşürüldüğümüz şey…” (…)

“(…) Gerçek anlamlarından mahrum edilmiş durumda bizim kavramlarımız… (…)

“(…) Mevsimin en çorak vaktinde dahi, içinin bahçelerinde bin bir türlü çiçek açan insanlar da var. (…)”
(alıntıların ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

Ana-akım dışı sayılabilecek yaklaşım yansıtan iki yazıdan alıntılar

 

Birisi Akif Emre’nin “Sistem, avansı geri istiyor” başlıklı yazısı, diğeri Süleyman Seyfi Öğün’ün “Tadı kaçan dünyaya dair” başlıklı yazısı. Her iki yazıdaki yaklaşım ve görüşleri tamâmen benimsediğimi söyleyemem ama ana-akım dışı yaklaşım ve görüşler içermeleri, bu yazıların okunmasının ve üzerinde düşünülmesinin yararlı olacağını akla getiriyor. Bunun için haberdar etmek istedim. Her ikisinden beşer cümle alıntılayarak.

Kur’ân’ın bazı sûrelerinden Türkçe anlamlarıyla âyetler

 

“Sizi çoklukla böbürleniş (o derecede) oyaladı ki, kabirlere varıncaya kadar ziyâret ettiniz.” (Et-Tekâsür Sûresi-102/1-2)

“Muhakkak insan Rabbine karşı çok nankördür.” (El-Âdiyat Sûresi-100/6)