“Evrim Teorisinin Sorunları(I)”
Ömer Türker, CİNS dergisinin Haziran 2020 sayısında yayınlanan “Evrim Teorisi” başlıklı yazısının son kısmında “Bir sonraki yazıda değerlendirme aşamasına geçeceğim.” demişti. İşte başlığını bu yazının da başlığı olarak alıntıladığım bu yazısı o sözü gereği kaleme alınmış ve devamının olduğu anlaşılan bir yazı. Değerli, seçkin bir akademisyen ve entelektüel olan yazarın bu yazısından yer yer alıntılar sunmaktan, dolayısıyla bu önemli mesele üzerine bir akademisyen ve düşünce adamının yazılarından olabildiğince daha fazla kişiyi haberdar etmekten ibaret olacak bu yazı.
“Evrim teorisi, ortaya çıktığı zamana kadar canlıların yaratılışı hakkındaki temel kabullere aykırı görüldüğü için Hristiyan dünyada büyük tepki çekmiş ve pek çok ateşli tartışmaya yol açmıştır. Darwin’in hayatını inceleyen bazı araştırmacılar, onun uzun süren baş ağrılarının aslında psikosomatik olduğunu söyler. Zira gençliğinde Hristiyan kelamı eğitimi alan biri olarak Darwin, teorisinin geleneksel dinî kabuller bakımından ne denli yıkıcı sonuçlar doğuracağının farkındaydı. Nitekim teorisini açıkça ilan ettikten sonra ağrılarının hafiflediği söylenir. (…)
(…) Daha önce teoriyi özetlerken belirttiğimiz gibi teori oldukça vazıh bir şekilde klasik dünyanın iki temel kabulünü bilimsel açıklamanın dışında bırakır.
İlk olarak teori, canlılığın gelişim süreçlerini metafizik bir fâil kavramına başvurmadan açıklar. Hatta böylesi bir yaklaşımın doğal süreçleri anlamaya hiçbir katkısının olmadığını düşünür. Buna göre metafizik bir müdahale gözlenebilir bir şey değildir. Gözleme konu olmayan bir şey ise bilimsel açıklamanın bir parçası olmaz. (…) Dahası, türleşme süreçleri tamamıyla çevre şartlarıyla ilgili olduğundan önceden programlanmış da olamaz. Böylece teori, doğal süreçlerin açıklamasında her türlü ilahî müdahaleyi veya metafizik illeti bilimsel açıklamanın dışında bırakmaktadır. Fakat burada dışarıda bırakmak, en azından ilk bakışta, çürütmek veya aksini kanıtlamak anlamında değildir, ‘ilgisiz kalmayı ilke hâline getirmek’tir. (…) Süreçlerin tasvirindeki belirsizlikler, bilimsel araştırmanın umut vaat eden gelişimine havale edilmektedir.