Eylül 2021 Posts

“Hayretten hayrete zıplayarak geçiriyorum günlerimi.”

 

İsmet Özel‘in “Türküm Doğruyum İntikamım Ülkemdir” kitabından (TİYO Yay. Aralık 2019 I.Baskı) bazı sözler aktaracağım. Bu yazının başlığını oluşturan sözünden hemen önce dediği şu: “Doğrusunu isterseniz, bir ayağı çukurdayken iddia gütme cüretkârlığı beni hayrete düşürmektedir.” (s. 235)

“Zamanında ve zamanınca okuyan birilerinin hayatına girmiş şair olmasaydım varlığım söz konusu değildi; görülmeyecek, mevcut olmayacaktım.” (s. 236)

“Dikkatinizi şundan esirgemeyin: Fert olarak insan tarihle teması ahlâk üzerinden kurar. Yani tarihle temasa müsait hiçbir nesnel ölçüt konulamaz.” (s. 236)

“Hangi dilde yazılmış olursa olsun şiirler ona cesamet bahşeden kişiden koparılamaz.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde “Yazdıklarımın Soluklanma Vakti” üst-başlığı altında çıkan “Şiirler Kırpılsaydı Şiirin İpliği Pazara Çıkardı” başlıklı ve 17 Safer 1443 (24 Eylül 2021) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=89&KatId=5) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan oluşacak bu yazı. Başlığı teşkil eden alıntı da ilk paragrafın ortalarından.

” (…) Hiçbir şiir şairin ona biçtiği şekil dışına çıkarak varlık kazanmamıştır. Şiir tercüme edilemez diyenlerin temel tezi bundan başkası değildir. Şiiri şiir yapan kelime seçiminden başka ne olabilir? (…)

Şiir her ülkede dikkati hak edecek bir yere sahiptir. Niçin böyledir? Şiirden vazgeçmek dilden vazgeçmeğe varır çünkü. Her dilin gerek ritmi ve gerekse armonisi şiirde keşfedilir. Türk topraklarında şiir dikkatten ötesini hak ediyor. Şiire Hıristiyanların XIII. asrından itibaren millet oluşumuzun dokusu demek mübalağa sayılmaz. (…) İkinci Yeni şairleri ne yaptıklarının bilincinde miydi? Aralarında böyle bir bilincin oluşacağına bile ihtimal veren şair yoktu.

“Mahlûkun ilkinden sonuna kadar Hak sıfatlarıyla görünür olduğunu görmüyor musun?”

 

Muhyiddin İbnu’l-Arabî‘nin (1165-1240) Fusûsu’l-Hikem adlı eserinin Ahmed Avni Konuk (1868-1938) tarafından yapılmış olan tercüme ve şerhi (1929 öncesi Türkçe’yle) Prof. Dr. Mustafa Tahralı ve merhûm Dr. Selçuk Eraydın‘ın günümüz Türkçesiyle yayına hazırladıkları ve dört cild olarak yayınlanmış bulunan bu eserin II. Cildinden bir bölümü, bazı kelimelerini biraz daha kolay anlaşılır karşılıklarıyla ifade ederek, alıntılayacağım. İlk alıntı da başlığı oluşturuyor (s. 49)

“Ve Hakk’ın sıfatlarının hepsi mahlûk için sâbittir.” (aynı s.)

“Hak Teâlâ kendi nefsinden, sonradan meydana gelmiş şeylerin sıfatlarıyla zuhûru hakkında: ‘Allah onlarla istihzâ (alay) eder de (…)’ (Bakara, 2/15) ve ‘Allah onları maskaraya çevirmekten öte (…)’ (Tevbe, 9/79) ve ‘ (…) ve düzenlerini bozdu. (…)’ (Âl-i İmrân, 3/54) ve benzer âyetlerde haber verdi. Ve ‘istihzâ, ‘maskaralık’ ve ‘mekr’ sonradan meydana gelmiş sıfatlardan olduğu hâlde Hak Teâlâ bunları kendine izâfe buyurdu. Ve bu gibi noksanlık ve yerme sıfatlarıyla görünür oldu. (başlıktaki alıntı burada.)

O halde ilâhî sıfatlarla görünür olan ‘kâmil insan’dır. Ve ‘Allah âdem’i kendi sûreti üzere yarattı.’ hadîs-i şerîfinde beyan buyrulan ‘âdem’den maksûd da ‘kâmil insan’dır. Dahası Hakk’ın sûreti de ilâhî isimler ve sıfatlar toplamının sûretidir. Ve ilâhî sıfatlardan bir sıfat, o kâmil insanın küllî kavrayışından / kuşatmasından hâriç değildir. Hattâ ilâhî sıfatlar, onunla kâim ve hükümleri onunla görünürdür.

“170 Yıllık İnsan Hatası”: “Sanayi Devrimi”-2

 

Mustafa Kutlu‘nun 22 Eylül 2021 tarihli, Yeni Şafak’ta çıkan “Adını koyalım-2” başlıklı, içtenlik ve ciddiyetle kaleme alınmış ve hemen önceki yazısının devamı anlamında, önemli ve uyarıcı yazısının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan ibaret olacak bu yazı.

“Geçen haftaki yazımızda BM’in ‘İklim değişimi konusundaki üç bin sayfa tutan raporundan bahsetmiştik.

Bilindiği gibi bu yıl dünyanın hemen her yerinde olağanüstü sayılan yangınlar, seller ve kuraklık görüldü. Sanayi Devrimi’nden bu yana fabrika bacalarından atmosfere salınan zehirli gazlar tabiatın dengesini bozmuş, ozon tabakası delinmiş, dünya olması gerekenden fazla ısınmıştır. Bilim çevreleri bu ısınmanın bir derece daha artması ile büyük felâketlerin yaşanacağını söylüyor.

(…)

İnsanlık, önüne ‘tek yol’ olarak konulan ‘sanayileşme’den vaz geçebilir mi?

İlerleme, kalkınma, zenginlik, refah, konfor bütün bu kutsal hedefler ne olacak?

“170 Yıllık İnsan Hatası”: “Sanayi Devrimi”-1

 

Mustafa Kutlu‘nun 15 Eylül 2021 ve 22 Eylül 2021 günlerinde Yeni Şafak’ta çıkan “Adını koyalım-1” ve “Adını koyalım-2” başlıklı yazılarının ilkinden yapacağım alıntılamalar bu yazıyı oluşturacak. Bundan sonraki yazım da inşâallah ikinci yazısından alıntılamalarımdan ibâret olacak.

“(…) Doların hakimiyeti sürüyor, ‘küresel sermaye’ dijital teknoloji ile gücüne güç katarken, şirketler devletlere meydan okuyor.

(…) Çin şişeden çıkan cin gibi sinsi bir duman hâlinde hemen her coğrafyada ön aldı, Afrika dahil.

NATO ve AB kan kaybediyor. Putin Rusya’yı her oyunda ben de varım diyecek güce kavuşturdu. (…)

(…)

Bu yıl ihtiyar dünyamız yukarıda sayılan olayların hepsini bastıracak felaketler zincirine sahne oldu.

(…)