Mevlânâ Celâleddin Rûmî ‘nin (m. 1207-1273) Tâhirü’l-Mevlevî (m.1877-1951) tarafından tercüme ve şerh edilmiş eserini Recep Kibar yayına hazırlayarak yayınlamış ve altı cildi bir arada içeren kitabı 2013 Temmuz’unda Beşinci Basımına ulaşmıştır (Kırkambar Kitaplığı). Bu kitabı oluşturan her cilt bölümünden yapacağım birer alıntılamadan (onların birinci cilt bölümünden ilki de /s.18/ başlığı teşkil ediyor) oluşacak bu yazı.
“Ey hakikat avcısı, yâni ey sâlik, dostun olacak terbiye edici mürşid senin gözün mesâbesindedir; onu çörçöp ve toz makûlesi şeylerden temiz tut.” (c. ll, s. 172)
“Can çekişmekte olan hasta, mükâfat ve cezadan kendisine mahsus olanları görür ki, dostun da düşmanın da gözü o şeyleri görmez.” (,c. lll, s. 321)
“İlâhî nûru hakkıyle görmüş kimsenin hâlini anlatmak Ebû Ali Sina’nın nasıl işi olabilir?” (c. lV, s. 522)
“Hele ayrılık ve yabancılıkla geçen ömür yok mu? Bu, âdeta arslan’ın huzurunda tilkilik taslamaya benzer.” (c.V, s. 683)
“Bu yol nasıl bir yoldur? Yolcuların ayak izleri ile dolu bir yol. Yâr nasıl bir yârdır? Kararları ile sana merdivenlik eden, aklı ile seni yücelere çıkaran bir yâr.” (c. Vl, s. 846)