Aralık 2021 Posts

Merhûm Nuri Pakdil’in(m.1934-2019) “Sükût Sûretinde” adlı kitabından alıntılar

 
“Sözcüğün uzun kavlinden / Bütün yönler silme Mekke” (GRAMER başlıklı, s.11)

“Yaşama cesaretimi artıran / Ağır acı oturuşunuz vardı” (BABAM ZİYAİOĞLU HOCA EMİN EFENDİ başlıklı, s.15)

“Döner yerine evrilince tekrar / Koşmaya başlar ya daha da civan” (EDEBİYAT başlıklı, s.17)

“Asla sarsılmadan köklerine tutunuşu / Şandır bir destandır uçurumlarda yazılan” (TAÇ başlıklı, s.21)

“Biryerlere yürüyor tek başına / Hiçolmazsa Sonsuz kat yanına” (HER HALÜKÂRDA ÂLİCENAP” başlıklı, s.23)

“Ta kendisi diyor taa ordaki hayaline / Yaklaşmak istedikçe bir kaçıyor ki o da” (ALEVLER başlıklı, s.27)

“Kılıcı kuşananı bekleyen attır / Cümleler dizildikçe dolan yakıttır” (RAFİNERİ başlıklı, s.29)

“Rüyalar hep renkli mi / Yapılıyor ki anne” (YATAR KALKAR SORARDIM başlıklı, s.33)

“Kelâmından olur ma’lûm kişinin kendi mikdârı”

 

Muhyiddin İbnu’l-Arabî‘nin (m.1165-1240) Fusûsu’l-Hikem adlı eserinin 1915-1928 arası yıllarda harf devrimi öncesi kendi harfleriyle son dönemini sürdüren Türkçe’ye Arapça’dan tercümesini ve şerhini yapan merhûm Ahmed Avni Konuk‘un (m.1868-1938) Konya Mevlânâ Müzesi’nde 28 defter hâlinde bulunan bu eseri o zaman her ikisi de Yrd. Doç. Dr. olan Mustafa Tahralı ve Selçuk Eraydın tarafından günümüz Türkçesiyle yayına hazırlanmağa başlamış ve ilk cildi 2 Ocak 1987’de birinci baskısıyla yayınlanmıştır (bende 7.Baskısı mevcut). Eserin IV. Cildi de 6. Baskı olarak 2017’de (bende olan) çıkmış. Merhum Dr. Selçuk Eraydın’ın (1937-1995) eserin günümüz Türkçesiyle yayına hazırlanmasındaki emeğinin yanısıra bu işin tamamlanması için maddî anlamda katkıda bulunmasının da önemi büyük. Allah rahmet ve mağfiret eylesin. Yeri Cennet olsun. âmîn.

Bu eserin IV. Cildinin bir Fassı (XXV) olan “Kelime-i Mûseviyye’de Mündemic (içkin) olan ‘Hikmet-i Ulviyye’ Fassıdır” Mûsâ Fassı (2. Şerh) (s. 217)

Buradan sunacağım bazı alıntılar bu yazıyı oluşturacak. İlk alıntı da bu yazının başlığını oluşturuyor ve “ince fehm (anlayış) sahibinin kelâm sarfeden kimsenin kadrini ve ilimdeki derecesini, ancak kelâmından anlayacağını ifade eden bir mısradır. (s.265)

“Ulvî Hikmetin Mûsevî Kelimeye tahsisindeki vech budur ki: Mûsâ (a.s.)ın resullerin çoğu üzerine rüchânı (üstünlüğü) ve mertebe yüksekliği dört sûretledir: 1.Melek vâsıtası olmaksızın Allah Teâlâ hazretlerinden ahz eyledi (aldı, kabul etti, ceza verdi) ve O’nunla konuştu. 2. Sahih Hadîsde geldiği üzere Hak Teâlâ Tevrât‘ı kudret eli ile yazdı. Nitekim buyrulur: “Hak Teâlâ cenâb-ı Mûsâ’ya Tevrât‘ı eliyle yazdı. Ve Tûbâ ağacını eliyle dikti. Ve Adn cennetini eliyle halk eyledi. Ve Âdem’i iki eliyle yarattı. 3. Nebîlerin sonuncusu (s.a.v.) Efendimize mahsus olan cem’iyyet makâmına olan yakınlığıdır ki, Hak Teâlâ bu yakınlığa işâreten beyan buyurur: “Nasihat ve her şeyin açıklamasına dair ne varsa hepsini Mûsâ için levhalarda yazdık.” (A’râf, 7/145) Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de “Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitapdadır.” (En’âm, 6/59) âyet-i kerîmesiyle bu cemiyet makamının kemâline işaret buyrulmuştur. 4. Hadîs-i Şerîfte Mûsâ (a.s.)ın ümmet çokluğu ile nebîler (a.s.) arasında ayrıcalığı beyan buyrulmuştur. İşte bu hususlara dayanılarak Kur’ân-ı Kerîm’de Mûsâ (a.s.)a hitaben “Korkma, muhakkak sen a’lâsın” buyrulmuştur (Tâhâ, 20/68). (…)

Seyyid Şerîf Cürcânî’nin “Ta’rîfât Tasavvuf Istılahları (terimleri) isimli kitabından (Tercüme: Abdülaziz Mecdi Tolun, Yayına Hazırlayan: Abdulrahman Acer, Litera Yay.) alıntılar

 

Ahad: İsimler ve sıfatların Zât’la irtibatlarında çokluğun ortadan kalkması itibariyle Zât’ın isminden ibarettir. Âlem: Allah’tan gayrı her şey. Amâ: Ahadiyyet mertebesi. A’râf: Doğuş yeri. Hakk’ın tüm şeylerde sıfatlarıyla tecellî ettiğini ve her şeyin O’nun mazharı olduğuna şâhid olma makamı. Ayân-ı Sâbite: Mümkün varlıkların Hak Teâlâ’nın ilmindeki hakikatleri. İlim mertebesinde ise ilâhî isimlerin sûretlerinin hakikatleri. O sûretler zât açısından Hak’tan sonradır. Bundan dolayı a’yân-ı sâbite ezelî ve ebedîdir. Aynel-yakîn: Müşahede ve keşf ile hâsıl olan ilim. Ayn-ı Sâbite: İlmî mertebedeki hakikat. Ancak ilâhî ilimde var kabul edilir. Berzah: Mücerred (soyut) mânâlar âlemiyle maddî cisimler âlemi arasındaki âlemdir. Fenâ: Bekâ, övülmüş sıfatların varlığı, fenâ ise yerilmiş sıfatların olmayışıdır. İlm-i İlâhî: Var olmak için maddeye ihtiyacı olmayan mevcutların hâllerinden bahseden ilim.

“Sezai Karakoç’un Ardından…” başlığıyla CİNS Dergisinin Aralık 2021 Sayısında yayınlanan düşüncelerden bazıları

 

“Diğer İkinci Yeni şairlerinin değil ve fakat bilhassa Sezai Karakoç’un ölümü Türklere bir şey hatırlatmalıydı. Daha doğrusu toplum olarak hatırlanmağa değer bir şeyler yaşadığımız fikrine canlılık kazandırmalıydı. Olmadı bu. Olmamakla kalmadı Türk toplumunun kendi eline, gözüne, kendi ayağına, dizine nazar atfetmekten kaçınış tavrına destek olundu.” İsmet Özel

“Milletine aidiyetinin ve medeniyetine mensubiyetinin gerektirdiği mesuliyeti hakkıyla ifa eden; aidiyeti ve mensubiyetiyle şeref bulan, ifası ile şeref veren SEZAİ KARAKOÇ…” Gurbeti vuslat, makamı âli, rahmeti gani olsun. İhsan Fazlıoğlu

“Bizim şairliğimiz Sezai Bey’in şairliğinin yanında hiçbir şeydir. O çok müstesna bir insan ve çok müstesna şairdi. (…) Onun mısralarından bir tanesi de ‘Uzatma dünya sürgünümü benim’ şeklindeydi. Rabbine söylüyordu bunu. (…) Diriliş dergisindeki yazılarını dört gözle beklerdim. Çok nankör bir toplum olduk. Kimin umurundaydı Sezai Karakoç? (…) Sezai Karakoç’un edebiyatta ve şiirde başka bir idraki vardı. (…) Sezai Bey hep hak bildiği yolda ilerledi. Dünya nimetini hiç görmüyordu. Gönül gözü, akıl gözü, inanç gözü olan varsa Sezai Bey’in farkını görürler. O şair deyip geçilecek biri değildi. (…)” Süreyya Berfe

Merhum Nuri Pakdil’in (1934-2019) kitapları ve dilimize çevirdiği eserler

 

Hepsi Edebiyat Dergisi Yayınları‘ndan olmak üzere kitapları ve dilimize çevirdiği eserler:

1. Sükût Sûretinde, 2. Derviş Hüneri, 3.Batı Notları, 4.Arap Saati, 5.Umut, 6. Ahid Kulesi, 7.Korku, 8. Klas Duruş, 9. Arap Şiiri (Güldeste) I, 10.Arap Şiiri (Güldeste) II, 11. Kalem Kalesi, 12.Bir Yazarın Notları I, 13.Osmanlı Simitçiler Kasîdesi, 14.Otel Gören Defterler 1: Çarpışan Sesler, 15.Otel Gören Defterler 2: Yazının Epik Resmi Çekildiği Sırada, 16.Otel Gören Defterler 3: Büyük Sorgu, 17.Otel Gören Defterler 4: Simsiyah, 18.Otel Gören Defterler 5: Ateş Hattında Harf Müfrezeleri, 19.Otel Gören Defterler 6: Yazmak Bir Mûcize, 20. Bağlanma, 21.Edebiyat Kulesi, 22. Bir Yazarın Notları II, 23. Put Yapımevleri, 24. Bir Yazarın Notları III, 25. Bir Yazarın Notları IV, 26.Biat I, 27. Biat II, 28. Biat III, 29. Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş, 30. Bakır Dönemi, 31. Belge, 32. Bir Öldürme Töreni, 33. Konuşmalar, 34. Mektuplar I, 35. Mektuplar II, Mektuplar III .

Dilimize çevirdiği eserler: Anna Grigoriyevna Dostoyevski /Günlük. Eugene Ionesco /Günlük’ten. Jacques Prevert / Hârikalar Tablosu ve Ay Operası. Eugene Guillevic/ Kasırganın Çatırtıları.