Merhûm Nurettin Topçu’nun(1909-1975) “İnsan” başlıklı yazısından (“İradenin Dâvası Devlet Ve Demokrasi” kitabında) alıntılar
“Arz üzerinde en az revaçta olan insan metaıdır. (…) Vakıa halk arasında insanlık cevheri bir nur gibi parladığı yerde çok kere hayranlıkla karşılanmış ve cemaatları arkasından sürüklemiştir. Lâkin insanlar, içlerinden Allah’a rabıta olan bu insanlık cevherini aramasını bilmemişler ve her şeyden daha az bu arayışla uğraşmışlardır. (…) İnsanlık cevheri, ancak var olduğu yerde kendi imanını doğuran bir kuvvettir. Onun bulunmadığı yerde zerresi olmuyor. Zerresi bulunduğu yerde ise nâmütenahi genişlikte yayılıyor. O, isim verilmez, tarif edilmez, gönülsüzlere gözükmez, dünya varlıklarıyla ölçülmez bir cevherdir. (…) Gerçek insan olan bu insanlardan, onların bilgisinden, servetinden, temasından, hattâ hiddetinden ve küfüründen bile etrafa sevgi taşar. Kendilerini, varlık göstermemek için sevgilerini içlerinde gizlemek, hattâ kendilerinden bile gizlemek isterler, muvaffak olamazlar. İşte onların bu halleri varlıkta cezbe halidir. Zira ulûhiyet mütemadiyen bu insanlara dalıp çıkmaktadır. İşte şairin, bu sessiz kubbenin altında arayıp da eser bulamadığı insan budur. Bu insan Allah’ın dünyalara müjdesidir. Biz onu yalnız mâbedde ve inzivada değil, ilimde, sanatta, siyasette ve ailede buluruz.