“Benim kitabım bu sahadaki diğer eserlerden üç hususta ayrılır: İlki; soru ve cevapların en son noktasına kadar araştırılması ve problem denizlerinde derine inilmesidir. Öyle ki her görüş sahibi belki de benim bu kitabımdan, kendi görüşüne mensup kimselerin telif ettiği kitaplardan daha fazla yararlanır. (…)” (s.75) (Fahreddin Râzî, Nihâyetu’l-ukûl, Süleymaniye Ktp. Ragıp Paşa, nr.596, vr.3b.)
“İslâm düşünce tarihi, genellikle Gazzâlî (ö.505/1111) milat kabul edilerek mütekaddimun ve müteahhirun (öncekiler ve sonrakiler) olarak iki ana döneme ayrılır. Aslında bu ayrım Eşarî kelamının dönemlendirmesidir. Fakat Cüveynî(ö.478/1085), Gazzâlî ve Fahreddin Râzî (ö.606/1210) gibi Eşârî geleneği dönüştüren kelamcıların görüşleri, İslâm düşüncesinin hem diğer kelam ekollerini ve felsefe tarihini hem de kelam dışındaki disiplinlerin tarihini derinden etkilemiştir. Kendi döneminde kelam, felsefe, tasavvuf ve batınıliğin hakikat iddiasını ve yöntemlerini değerlendiren Gazzâlî, sonraki dönemi şekillendiren birkaç dönüşüme yol açmıştır.
Bunlardan ilki, Cüveynî’nin önceki kelamcıların yöntemlerine yönelik eleştirilerini Gazzâlî’nin kelama tatbik etmesidir. Cüveynî ömrünün sonlarına doğru kaleme aldığı el-Burhân adlı fıkıh usulü eserinde önceki kelamcılar tarafından kullanılan kıyas uygulamalarını eleştirmiş ve kelamda düz kıyas, ters kıyas, sebr ve taksim yöntemlerinin kullanılması gerektiğine, bunların dışındaki yöntemlerin doğru sonuca ulaştırmaya elverişli olmadığına işaret etmiştir. Fakat Cüveynî herhangi bir kelam kitabında kendi eleştirilerini kelamî meselelere tatbik etmemiştir. Gazzâlî’nin el-İktisâd fi’l-itikâd adlı eseri, Cüveynî’nin eleştirilerinin karşılık bulduğu ilk kelam eseridir ve sonraki dönemde Cüveynî’nin eleştirdiği yöntemler kelamdan tamamen elenecektir.