“İçinde ölüm barındıran şey neydi? Kanaatkârlık.”
İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde “ALIN TERİ GÖZ NURU” üst-başlığı altında çıkan “TÜRK VARLIĞINA SARILMAK HAYRA OLDUĞU KADAR ŞERRE DE NAZAR ATFETMEKTİR” başlıklı ve 22 Şaban 1443 (25 Mart 2022) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=115&KatId=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan (onların ilki söz konusu yazının sondan üçüncü paragrafından bir alıntı olarak bu yazının başlığını teşkil ediyor) oluşacak bu yazı.
” III. Selim saltanatı (1789-1807) yeryüzündeki Osmanlı gücünün kaybının resmen tasdik edildiği zamandır. Çünkü padişah devletin sair devletlerle yaptığı anlaşmaların İslâm’la zıtlaşan taraflarına dikkat çeken ulemanın tamamını görevden alarak onların yerlerine devlet menfaatiyle İslâm’a uygunluğu aynı şey sayan ilmiye mensuplarını tayin etti. (…) Türk milleti olarak bizi fötr şapkaya nakleden festen başkası olmamıştır. (…)
(…) III. Selim saltanatı devlet dümenini Batı Medeniyetinin en emniyetli liman olduğu fikrine çevirdi ve dümen bugüne kadar istikametinden en küçük tavizi bile vermedi. Vermeğe doğru bir temayül seziliyor mu? Hayır, hiçbir surette. (…) Bu menfi şartlarda ben ne yapıyorum öyleyse? Niçin 78 yıldır süren hayatıma rağmen İMD portalinde her hafta boy gösteriyorum? Cevap: Cesaretimi Gazneli Mahmud’un ‘Duvara konuş ki kapı duysun’ tavsiyesinden alıyorum. (…)
Ne idi benim benimsediğim doku? Benimsediğim dokunun Türk milletine selâmet getireceği öngörüsüne niçin sahibim? Ben önce Türk milletinin dokusunun nelerden teşekkül ettiğini fark ettim. Keşfimi yabana atmadım. Onu kendi dokum haline getirdim. Dolayısıyla bir milletin kendi dokusunu hiçe sayarak dünya milletleri arasında bir yer sahibi olamayacağını anlamam zor olmadı. (…)