Ömer Türker’in “Pratik Felsefenin Yeniden İnşası AHLÂKÎLİĞİN DOĞASI” kitabından (Ketebe Yay. 1. Baskı 2021) alıntılar
“Başına siyasî, iktisadî, hukukî, millî vb. hangi sıfatı getirirsek getirelim fiil, kaçınılmaz olarak ahlâkî yüklemlere konu olmaktadır. Dahası bizzât fâiline nispeti bakımından fiil, öncelikle ahlâkî, ikincil olarak siyasi, hukuki ve benzeridir.” (s.43)
“Muhtaç durumda olan kimseye ve yolda karşılaşılan dilenciye aynî veya nakdî yardımda bulunmak hayırseverlik anlamının çeşitli tezahürlerini oluşturur. Fakat kişinin hayırseverlik kapsamına giren eylemleri yapmasına toplum aracılık ediyorsa bunun adı aracılık eden kuruma bağlı olarak çeşitli isimler alabilir. Aracılık eden kurum bir vakıf, cemaat, yardım derneği, sivil toplum örgütü yahut devlet çapında bir kurum olabilir. Bu durumda ferdin hayır faaliyetleri aracı kurumlarla dolayımlanır. Bu bazen öylesine ileri noktaya varır ki bunun adı mesela vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamakta kendini yükümlü görme anlamında ‘sosyal devlet’e dönüşebilir. Fakat kurumların araya girmesi, anlamı değil, anlamın tahakkukuna katılımı etkiler. Bu durumu örneğimizde düşünecek olursak şöyle demek mümkündür: Bir kimsenin yolda kalmış birine yardım etmesi ile devletin vatandaşların sağlık güvenliğini sağlamak için gerçekleştirdiği ülke çapındaki organizasyon aynı iyilik anlamını taşır. (…) Bundan dolayı anlam, birey seviyesinde bozulmaya uğradığı gibi kurum seviyesinde de bozulmaya uğrar. Hatta bireydeki bozulma şartlarının önemli bir kısmı kurumsal bozulma şartlarında da varlığını sürdürür. Bununla birlikte anlamın niceliksel dönüşümünün ortaya çıkardığı bir kısım durumlar vardır ki bunlar nitelikle ilgili bir kısım sonuçları da beraberinde getirir. (…)” (s.45-46)