Eylül 2022 Posts

“Türkler dünyaya bir şey öğretmeği denemek yerine dünyadan bir şey öğrenmeği denedi.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında “TARİHE TÜRK GÖZÜYLE NASIL BAKABİLİRİZ?” başlığıyla çıkan 11 Safer 1444 (7 Eylül 2022) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=137&KatId=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan ilki dördüncü paragraftan bir alıntı cümle olarak başlığı teşkil ediyor) oluşturacak bu yazıyı.

“(…) Çarlık sarayı sayesinde musiki başarılarına Çaykovski’den Şostakoviç’e itiraz eden çıkmadı. Rakipsiz bir edebiyat âlemine sahip çıktılar. Dünya romanının üç sağlam ayağından birinin Dostoyevski olduğu söylenir oldu. Bugün XXI. Hıristiyan yüzyılında Tragedya denince Shakespeare tarzını mı, Çehov tarzını mı kast ettiğimiz soruluyor. (…)

Din ve bilim tartışmaları şu sıra yine gündemde

 

“Bir avukat bir yerbilimcinin sarf ettiği bazı sözlerden dolayı yargılanmasının herhalde ilk aşamasından sonra gazetecilere burada yargılananın o kişi değil ‘bilim’ olduğunu söylemiş.

Yani yine bilim-din karşıtlığı tezini ileri sürenler gündemde olmak istiyorlar. Meseleyle de kişiler olarak da.

İsmet Özel’in “İrtica Elden Gidiyor!.”(İklim Yayınları,1986) isimli kitabından alıntılar

 

İsmet Özel’in kaleme aldığı bu kitabın yine İsmet Özel’e ait Önsöz’ünün son cümlesi: ‘Bu kitap başkasının arabasına binip caka satmaktansa o arabanın önüne saman koymayı tercih eden birinin kaleme aldığı metinlerden oluşuyor.’

“Rivayet edilir ki bir zamanlar ülkemizde ‘din elden gidiyor’ diye haykıran insanlar varmış. Bu insanlar gerçekten var mıymış, var idiyseler böyle haykırmakla neyi murad etmektelermiş, bunlar konumuz değil. Bizi bugün ‘irtica elden gidiyor’ diye hayıflanan insanlar ilgilendiriyor. Siz hemen bana meseleyi yanlış koyduğumu ve gerçekte ülkemizde ‘laiklik elden gidiyor’ diye haykıran insanların bulunduğunu söyleyebilirsiniz. Ama ben görüşlerimde ısrar ediyorum. Günümüz Türkiyesi’nde sadece ‘irtica elden gidiyor’ diye hayıflanan kişiler vardır, buna mukabil ‘laiklik elden gidiyor’ diye haykırma gücünü kendinde bulan kimse yoktur. Çünkü birileri çıkıp da ‘laiklik elden gidiyor’ demeye kalkarsa onlara şu sorulabilir: Siz din ve dünya işlerinin birbirlerinden ayrılmasını mı istiyorsunuz? Yani Türkiye’de devlet din işlerine karışmasın ve buna karşılık dinle ilgili meseleler de devlet işlerine girmesin mi demek istiyorsunuz? Böyle tüyler ürpertici ihtimaller karşısında laiklik elden gidiyor demeye yeltenen kişi hemen itiraz edecektir: Hayır, devlet din işlerine karışsın ama benim istediğim gibi, benim istediğim yönde karışsın diyecektir. Buna mukabil devlet işlerinin din meselelerinden uzak ele alınması fikrini iyi bulacaktır. Nitekim eskiden de böyleydi diyecektir.

İbn Arabî’nin Fütûhât-ı Mekkiyye isimli eserinin 15. cildinin ( çeviri: Ekrem Demirli, Litera Yayıncılık, 2011) başlarından alıntılar

 

” ‘Hz. Peygamber sahih bir hadiste şöyle der: ‘Bir adam insanların göreceği şekilde cennet ehlinin amelini işler, cennet ile arasında bir karış kalır, hakkında kitabı tecelli eder, cehennem ehlinin amelini işler ve cehenneme girer.’ Aynı durum cennetlikler için geçerlidir. Sonra şöyle der: ‘Ameller sonuçlara göre değerlendirilir.’ Sonuçlar ise başlangıcın hükmüne bağlıdır. Böylece Allah kitabın hüküm verdiği şekilde hüküm verir. O’nun eşya (şeyler) hakkındaki hükmü onları yaratırkenki yaratma sözünden (ol emri) ibarettir ve O’nun katında söz değişmez. Yaratılmışın veya Yaratıcının ilahî kitabın takdir ettiğinin dışında hükmü yoktur. Allah ‘Ben kullarıma zâlim değilim‘ (Kaf, 50/29) der. Bunun anlamı ezelî bilginin takdir ettiğini onlara uygularız ve onlarda hüküm veririz demektir. Kulun kendisinde durdurulduğu ‘eşitlik durağı (mevkıfü’s-seva)’ budur.

‘Hakk’ın bilgisi Hakta hüküm verirken / Yaratıklarında pekâlâ hüküm verebilir: Hüküm veren kim?

Demek ki varlıkta serbest ve muhayyer olan yok / Hepsi belirlenmiş bir kitaba kalmış

Korku öne geçmiş kitaptan kaynaklanır / O kitabın sûreleri, âyetleri ve yıldızları bizde

O muhayyer olsaydı, güven duyardık / Çünkü kullarına rahim ve Rauf

Rahmetiyle müjdeleyerek haber verdi / Öne geçmiş saygın kitap rahmettir