Temmuz 2023 Posts

“Meselenin özünde estetik var.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında AKSAMAYAN DUYGULAR başlığıyla çıkan 8 Muharrem 1445 (26 Temmuz 2023) tarihli yazısının (istiklalmarsidernegi.org.tr/Ismet Ozel? Id=184&Katld=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan ilki o yazının ikinci paragrafının sonuna doğru bir cümle olup alıntı olarak bu yazının başlığını teşkil etmekte) oluşturacak bu yazıyı.

“(…) Cumhuriyet idaresiyle birlikte fes yerini batılılaşmanın nihaî hedefi olan fötre bıraktı. Niçin böyle oldu ve niçin hâlâ Batı ile temas ‘üstün’ kabul edilen; ama aslında köleliğin son şeklini geri kalmış ülkelere yutturan teknoloji üzerinden yürütülüyor?

Fusûsu’l-Hikem Tercüme Ve Şerhi-I’den alıntılar

 

“Muhyiddin İbnu’l-Arabînin(d.560/1165) İspanya-Mürsiye; Mısır’a ve Mekke’ye seyahati (596/1199), Irak’a gelişi (601/1205), Anadolu’ya geçmesi (Erzurum, Sivas, Malatya ve Konya’da bulunuşu (602/1205), Şam’a gitmesi ve oraya yerleşmesi (618/1222), vefatı Şam’dadır (638/1240).”(s.29)

“Pek çok eserin müellifi olan İbnu’l-Arabî özellikle son eserlerinden biri olan Fusûsu’l-Hikem ve büyük eseri el-Fütûhâtü’l- Mekkiyye ile İslâm âleminde ve çağımızda da bütün dünyada tanınmış ve şöhret bulmuştur.

Bilim hakkında düşünceler

 

2 aylık düşünce dergisi olan Teklif’den (Temmuz 2023/ Sayı 10) bilim hakkında düşüncelerini aktaracağım ilahiyatçı akademisyenler İ.Fazlıoğlu, T. Görgün, Ö. Türker, D.Çiçek, A. A. Çitil, İ.H. Üçer’dir.

“Bilimsel bilgi mâkûl bir şekilde (yöntemli olmak ile mâkûliyeti eş anlamlı olarak kullanabiliriz burada) problem çözme faaliyeti olarak temayüz ediyor. (…) Problem çözmenin bir tane yolu yoktur. Her problem çözme faaliyeti bilimsel sıfatını taşımaz. Bunlar arasında bilimsel olma sıfatını hakkeden, kısaca mâkûl olan yani bir usûle bağlı olandır.” (T. Görgün)

“Bilimin aslında tüm dönemlerde temel bir karakteri var. İster Yunan’da olsun, ister İslam’da olsun, ister günümüzde olsun, bilim, konusu her ne ise onunla ilgili dakikleştirilmiş idrâk iddiasında bulunuyor.” (Ö. Türker)

” (…) Mesela modertn bir sanatçı için klasik sanat, estetik biliminin mevzuu değildir; zanaattir ve bilim dışıdır. Modern paradigmayı paranteze almadan küllî olarak sadece bizde değil Batı’da da bilimden nasıl konuşabiliriz ki?” (D. Çiçek)

CHP Liderini HaberTürk TV Kanalında izlerken…

 

Mehmet Akif Ersoy’un “Nedir Ne Değildir” programını 20.7.2023 günü akşamı başlıkta belirttiğim TV Kanalı’nda izlerken çok olumsuz izlenimler edindim, bu izlenimlerim elbette ilk kez değildi. Yani beklemiyor değildim onun dile getirdiklerini. Hemen her konuşması Türkiye’nin ikinci büyük partisinin liderine lâyık / yakışır bulmadığım sözler olmuştur, hayret etmişimdir ama bu mülakatta duyduklarım daha bir haddini hududunu bilmez sözler ve iddialardı. Üstelik hak-hukuk gözetmeksizin siyasî iktidarı ve Cumhurbaşkanı’nı dilediği gibi itham etmesi had safhadaydı. Kendisine yönelik parti içi muhalefet ve eleştirel tavırlara ilişkin soruları hiç cevaplamadığı, uygun da bulmadığı halde Cumhurbaşkanı’nı sahtekârlık yapmakla ahlâk dışı hareket etmekle suçlayabiliyor. Elbette Cumhurbaşkanı’nın da onun bu suçlamalarına da başka konuşmalarında takındığı olumsuz ve suçlayıcı, karalayıcı tavırlarına da kayıtsız kalmadığı, kalmayacağı bellidir.

Ekrem beyden her nedense bu programda da ‘Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ sözü çıktı ağzından. Ne kadar etkilemiş olmalı ki o cumhurbaşkanlığı seçimi kendisini, ve kazanacağını ne kadar umuyormuş ki, kazanmış olsaydı Ekrem ve Mansur beyleri yardımcısı yapacaktı. onun için öyle diyor olsa gerek. Ama gaf; gaf yapmak da Ana Muhalefet liderine yakışmaz, değil mi? Dikkatli konuşmalı.

Mevlânâ’nın Mesnevî Hikâyeleri’nden alıntılar

 

Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin bu eserinin (Hazırlayan: Şefik Can; Ötüken / Tasavvuf) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.

“Ey en az bahşişi cihan mülkü, cihan hükümdarlığı olan Allah’ım! Ben ne söyleyeyim? Zaten Sen kalblerdeki bütün gizli istekleri bilirsin.”

“Ey seçilmiş, beğenilmiş, Allah’tan razı olmuş ve Allah’ın rızasını kazanmış büyük insan, hoş geldin. Sen kaybolursan, başımıza kazâlar, belâlar yağar, pek geniş olan feza daralır, bizi sıkar, bunaltır.”

“Hekim hastanın yüzünü, benzini görüp nabzını saydı. İdrarını muayene etti. Hastalığın alâmetlerini, sebeplerini dinledi.”

“Bir kimsenin ayağına diken batınca, ayağını dizinin üstüne kor.”

“Ayağa batan diken böyle güç bulunursa, gönüle batan diken nasıl bulunur? Cevabını sen ver.”

“Fakat Semerkand adı geçince nabzın atışı arttı. Yüzü kızardı. Sarardı. Çünkü o Semerkand’lı bir kuyumcudan ayrı düşmüştü.”

“Şunu iyi bil ki, eğer gönlün sırlarına mezar olursa muradın çabucak hasıl olur.”

“Hz. Peygamber buyurmuştur ki, ‘Her kim sırrını gizlerse muradına çabuk erişir.”