Bir Ahlâk Davası Nurettin Topçu
İsmail Kara‘nın Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan kaydı ile Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Yayınları’ndan çıkan bu kitabının birkaç yerinden (özellikle kitabın başlarından) yapacağım alıntılamalardan oluşacak bu yazı.
“Maurice Blondel, doktora tezi kabul edildikten sonra, memlekete dönüş hazırlıklarına başlayan Nurettin Topçu şerefine evinde bir davet düzenliyor. Davette Paris Üniversitesi’nin bazı profesörleri (belki jüri üyeleri) de bulunuyor. Yemekte çeşitli meseleler hakkında sohbet ediyorlar. M. Blondel, sohbetin sonunda Topçu’ya, ‘Paris Üniversitesi rektörü ile görüştüm. Seni üniversitenin felsefe bölümüne tayin etmekten memnun olacaklarını söyledi. Ne düşünüyorsun’ diyor. Topçu ‘Teveccühünüze teşekkür ederim. Vatanıma döneceğim. Devletime ve milletime hizmet edeceğim’ diye cevap veriyor. M.Blondel, ‘Senin ne cevap vereceğini biliyordum. Ancak, bu teklifi yapmak liseden itibaren (fahri) hocan olan benim için bir görevdi’ diyor ve devam ediyor. Ancak şunu hiçbir zaman unutma ve ümitsizliğe kapılma. Doğu’da en az bir asır daha felsefe yapılamaz.”