“Kader kazânın tafsilidir.”
Tercüme ve Şerhi merhûm AHMED AVNİ KONUK tarafından yapılmış, Prof.Dr. MUSTAFA TAHRALI ve merhûm Dr. SELÇUK ERAYDIN tarafından yayına hazırlanmış olan FUSÛSU’L-HİKEM Tercüme ve Şerhi-I’in (7. Basım Nisan 2017 M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Vakfı Yayınları / İFAV) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (ilki, s.23’ten kısa bir cümle alıntı olarak bu yazının başlığını teşkil ediyor) oluşturacak bu yazıyı.
“Başlığı teşkil eden o cümleyi izleyen cümle şöyle: ‘Kazâ‘ bir vakit ile kayıdlı olmadığı halde, ‘kader‘ vakitlerden bir vakit her bir sâbit hakikatin özel sebepleri altında mertebelerin tümünde görünür olacak durumlarını takdîrden ibarettir. Kazânın ayrıntısı olan durumlara ‘kader‘ denir.”
“Kader sırrının sırrı da budur ki, sâbit hakikatler ulûhiyyet zâtından gayri olarak hâriçte görünür olan işlerden değildirler. Belki Hak Teâlâ hazretlerinin zâtî nisbetleri ve işlerinin sûretleridirler. Ve Hak Teâlâ’nın zâtî nisbetleri ve işleri ise ezelen ve ebeden değişme ve baskalaşmadan münezzehdir. Dolayısıyla sâbit hakikatlerin de değişmesinin mümkün olmadığı açıktır. (…) Sözün kısası kader kazânın ayrıntısı olup giderek görünür; ve görünür oldukça bilinen ve bilindikçe mukadder (takdir olunmuş) olur”