“SANAT VE MEDENİYET: GÜZELLİK İLMİNE GİRİŞ”
İBRAHİM KALIN‘ın BARBAR-MODERN-MEDENÎ / Medeniyet Üzerine Notlar– kitabının (İNSAN YAYINLARI:705, İBRAHİM KALIN KİTAPLIĞI:3, BİRİNCİ BASKI: 2O18) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar bu yazıyı oluşturacak.
“Bir dünya görüşünün, varlık tasavvurunun ve medeniyet anlayışının zaman-mekân boyutundaki somut tezahür alanlarından biri de sanattır. Bir ibadet mekânı olarak camiyi kiliseden ayıran temel hususları, kullanılan malzeme yahut ölçülerden ziyade, mimari formun arkasında yatan Tanrı, evren, insan, mekân ve zaman tasavvurunda aramak gerekir. Aynı şekilde hat, ebru, tezhib, müzik, tezyinat ve mimari ile diğer sanat dalları arasındaki paradigmatik (modelle ilgili) farklılıklar, dünya görüşü ve varlık tasavvuru temelinde ortaya konan ana fikir ve tutumlardan kaynaklanır. Şüphesiz bütün medeniyetler alışverişe açıktır ve belli geçişkenliklere ve ödünç alıp vermelere müsaittir. Hiçbir etkiye açık olmayan ve hiçbir etkide bulunmayan medeniyet yoktur. Fakat medeniyetler-arası etkileşim ve alışveriş, yine o medeniyetlerin tasavvur ve uygulama alanlarındaki temel kabulleri ve tercihleri temelinde gerçekleşir. Bu yüzden klasik dönem İslâm mimarisi, Bizans ve Hint mimarisinden belli etkiler almış olmasına rağmen ortaya çıkan eserler, İslâm medeniyetinin temel hususiyetlerini ve ana renklerini yansıtır. (…) Bizim gayemiz, İslâm sanatını ortaya çıkaran varlık, evren ve güzellik tasavvuru üzerine bazı tespitlerde bulunmak ve İslam sanatının yaşayan bir gelenek olarak devam etmesini sağlayacak fikrî ve estetik prensipleri tavzih etmek (açıklamak) olacaktır.”