İsmail Kara’nın ‘Resimli Cumhuriyet Din Kitabı 1′ in (Dergâh Yayınları, 1. Baskı Aralık 2023) başlıkta alıntı olarak belirttiğim bölümünü, kısa bir yazı olduğu için alıntılayacağım.
“Bugün ilkokullarda din derslerine başlanıyor. Beş gün evvel birkaç yerde İmam Hatip Kursları açıldı. Yine son günlerde birkaç meczup Arapça ezan okudu. Birkaç okur yazar dine dönmenin gerekli bir iş olduğunu söylediler. Birkaç yerde cami yaptırıldı. Bütün bu olaylara bakıp geriye, irticaya doğru gittiğimizi sanmayın. Gerçi bu olayların bütünü, yurt içinde bir irtica hareketi olduğunu gösterir. Kara kuvvet daha henüz ölmemiştir. Ama fazla da telaşlanmaya lüzum yok. Bu kuvvet, bu Kara kuvvet artık gençlik arasında iş görmeyecektir. Bu gönül ferahlığına küçücük bir haberden geliyoruz. Nüfus sayısı bir milyon olan İstanbul’da bir İmam Hatip Kursu açıldı. Gazetelerde okuduk; bu kurstaki öğrenci sayısı on yedi imiş. Bu onyedi kişinin altısı sakallı imiş; üçünün ise sakalı bembeyaz. Milyonda on yedi! Binde yarım bile etmez. Liselerimizi, fakültelerimizi dolduran binlerce, onbinlerce gence karşılık on yedi ihtiyar. İmam Hatip Kursu’nun bir ayağı çukurda demektir. Bu haber sevininilmeyecek bir haber değil. Demek ki gençlik küflüye, bâtıla, hurafeye, martavala gayrı kulak asmıyor. Dünyanın iyi bir yola, ancak bilimle, gerçekle, işle gidilebileceğini anlamış. Yaşasın gençlik!”. Kaynak: Orhan Veli Kanık, ‘Pompei’nin Son Günleri‘, Yaprak, sayı:4, 15 Şubat 1949,s.2.
Bir de andığım kitabın aynı sayfasında Örümcek Kafalı başlıklı, iki karikatür de bulunan, bir yazı var; onu da alıntılayacağım. “Yahya Kemal ve Necip Fazıl niçin örümcek kafalı oluyor acaba? Necip Fazıl’ın 1925 yılında basılmış Örümcek Ağı başlıklı bir şiir kitabı var ama şimdi onun üzerinden anlatılmak istenen şey muhafazakâr ve mütedeyyinlere yanaşması, onlardan olması. Yahya Kemal de muhtemelen divan şiirini canlandırmak istediği için. (Yahya Kemal karikatürü Ramiz’e, Necip Fazıl’ınki Zahir Güvemli’ye ait).
” Mısır’dan Gelen İrticai Kitaplar” başlıklı, büyük bir ihtimalle asparagas haberde de halkın okuduğu ve tamamına yakını Türkçe kitaplar da, irticayı kuvvetlendirmek için ta Mısır’dan getirtiliyor: “Ankara 22 (T.H.A.) Son günlerde Anadolu’nun muhtelif yerlerinde Arapça çeşitli kitap ve neşriyat külliyetli miktarda satılmaktadır. Bunların başında bilhassa İrşad-ı Gâfilîn, Ahmediye, Muhammediye, Tenzil-i İrfan, Sıhhatname, Kırk sual, Uğru Abbas, Çevirgel, Mühr-i Süleyman, Ramazan Duası, Karınca Duası ve emsâli gibi neşriyat bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmının klişelerinin kaçak olarak yaptırıldığı, İstanbul’da basıldığı ve Anadolu’ya geniş ölçüde dağıtıldığı söylenmektedir. Bir iddiaya göre bu kitapların çoğu Mısır’dan getirilmektedir. Kitaplardan bazısı saltanat devrinde dahi yasak edilmiştir. Bunların arasında irticayı körükleyen muzır neşriyatın bulunduğu da ilgililer tarafından bildirilmektedir”. Kaynak: Cumhuriyet, 23 Ekim 1951.