Nisan 2024 Posts

“İbn Arabî Düşüncesine Giriş ŞEYH-İ EKBER”

 

Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç‘ın 1995 yılında neticelenen Doktora tezinin on dört yıl sonra 2009’da kitaplaştırılmış hâli olan, bu yazının da alıntı olarak başlığını teşkil eden kitabından (I. Baskı: SUFİ Kasım 2009) yer yer yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.

” (…) Hem düşüncede ve hem tarihte kuruluşların pîri olan Muhyiddin İbn Arabî üzerine yapılan bir tezle bu branşın açılış yapması ümid edilir ki müteakip açılışlara vesile olsun. (…)” (Müellif, Kitaba Önsöz’den)

Fusûsu’l-Hikem Tercüme ve Şerhi-IV’den alıntılar

 

Müellifi Muhyiddin İbnu’l-Arabî olan, Tercüme ve Şerhi Ahmed Avni Konuk tarafından yapılmış ve Prof. Dr. Mustafa Tahralı ve Dr. Selçuk Eraydın‘ın Yayına Hazırlamış oldukları bu dört ciltlik eserin IV. Cildinden yapacağım bazı alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.

“Kâinatta olan her şey, vehim ve hayâl veyâ aynalardaki akisler, yâhut gölgelerdir.” (Mevlânâ Câmî)

Sâyedir bu mâsivâ yoktur vücûdu müstakil / Hakkıyâ Hak ehli Hak’tan gayri vâra bakmadı ” (İsmâil Hakkı Bursevî)

Tedbîrini terk eyle takdîr Hudâ’nındır / Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümânındır. (Şeyh Gâlib)

“O’nun zâtı indinde hâlik, mevcut ve ma’dûm gelir; yokluk içinde varlık ise acîbdir. (Tâhiru’l-Mevlevî, Şerh-i Mesnevî)

Bir kitâbullâh-ı a’zamdır serâser kâinât / Hangi harfi yoklasan manâsı hep Allah çıkar”

“Zuhûru perde olmuştur zuhûra / Gözü olan delîl ister mi nûra (Aziz Mahmûd Hüdâyî)

Perde-i dîdârın oldu, şiddet-i fart-ı zuhûr / Kendini çeşm-i dil ü cân içre ihfâ eyledin “(Yenişehirli Avni)

“Öyle sanırdım ayrıyım, dost gayrıdır ben gayriyim / Bende görüp işiteni, bildim ki ol cânân imiş” (Niyâzî-i Mısrî)

“Tasavvuf ve Tarikatlar” kitabından alıntılar

 

M.Ü. İlahiyat Fakültesi merhûm Öğretim Üyesi Dr. Selçuk Eraydın‘ın bu kitabının (M.Ü. İFAV, 10. Baskı, 2012) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.

Ferid Kam’ın bir rubâisi: “Medeniyette çok terakki var / Gâlibâ müntehâsını bulacak / Bu terakkî devam ederse eğer / Beşeriyyet belâsını bulacak!”

” Nihâyet neyse idrâk ettiğin ömr-i fânîden / Onun bir aynıdır mutlak nasîbin ömri sânîden / Hatâdır âhiretten beklemek dünyada her hayrı: / Öbür dünyâ bu dünyâdan değil, hem hiç değil ayrı / (…)

İbnü’l- Arabî a’yân-ı sâbite’yi şu tarzda açıklamıştır: “Hak vâcib, halk mümkündür. Mümkünün varlığı ise zıllîdir (gölgesel), mevhumdur (vehm olunan / kuruntuya dayanan).

Tasavvuf erbâbına göre vücûd (varlık) birdir. O da Allah Teâlâ’nın varlığı ve zâtıdır. Buna “mutlak vücûd, sırf vücûd isimleri de verilir.”

“Ben bilmez idim gizli ayân hep sen imişsin / Canlarda vü tenlerde nihân hep sen imişsin / Senden bu cihân içre nişan ister idim ben / Âhir bunu bildim ki cihân hep sen imişsin.

Zât-ı hak’da mahrem-i irfan olan anlar bizi İlm-i sırda bahr-i bî-pâyân olan anlar bizi

Bu fenâ gülzârına bülbül olanlar anlamaz / Vech-i bâkî hüsnüne hayran olan anlar bizi

Dünye vü ukbâyı tamir eylemekten geçmişiz / Her taraftan yıkılub vîrân olan anlar bizi

(…)

Ârifin her bir sözünü tutmaya insan gerek Bu cihânda sanmanız hayvan olan anlar bizi

Ey Niyâzî katramız deryâya saldık biz bugün / Katta nice anlasın ummân olan anlar bizi

“Azabın Zorunluluk Menzilinin Muhammedî Mertebeden Bilinmesi”

 

Fütûhât-ı Mekkiyye’nin 11. Cildinin (Çeviri: Ekrem Demirli, Litera Yayıncılık 2009) Üç Yüz On Beşinci Bölüm’ünden alıntılar oluşturacak bu yazıyı.

“Hakikatlerimiz gerçekleşince bir olduk Fakat vuslata imkân yok yine de!

Hiçbir yönden bu makama ulaşılmaz İniş karşısında, istiva nedeniyle

Ona nasıl ulaşılsın ki? el-Celil’in övgüsü Halil’in karşısında nerede

(…)

Cem’ farkın kendisidir Peygamber böyle buyurdu hadisinde

Bilgi güneşleri kaybolunca Delil ile bilgiye ulaşan akıllar hayrete düşer

Gözler gaybı görseydi Onların doğuşu batışı kendisi olurdu”

Filistin’e destek, İsrail’e la’net var ama İsrail de desteksiz değil!

 

Türkiye, İsrail’in Filistin’e zulmüne seyirci kalmıyor; Gazze’ye en çok yardım Türkiye’den olduğu gibi, Türkiye’nin İsrail’e ticaret kısıtlaması uyguladığı (askerî amaçla kullanılacak hiçbir şeyin Türkiye’den İsrail’e ihrâcının mümkün olmaması gibi) apaçık ortada. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan çok aktif olarak İsrail’in uyguladığı şiddet ve zulme dikkat çekiyor; mağdur olanın Filistin olduğuna vurgu yapıyor.