Merhûm Orhan Okay’ın SİLİK FOTOĞRAFLAR PORTRELER Kitabının birkaç yerinden akıntılar
Merhûm M. Orhan Okay’ın SİLİK FOTOĞRAFLAR PORTRELER Kitabından (DERGÂH Yayınları 1. Baskı: Ekim 2013) yapacağım bazı alıntılamalar bu yazıyı oluşturacak.
“Ben 1947’de liseye kaydolunduğum zaman okul, orta yerde bulunan tarihî büyük bina ile onun merdivenli geniş avlusunun iki yanında bulunan ve İkinci Meşrutiyet’ten sonra eklenmiş ikişer katlı iki küçük binadan ibaretti. Şimdi bu yapıların mimarisini tamamen bozan hantal bir beton bina avlunun büyük bir kısmını ortadan kaldırmış bulunuyor. Bahsettiğim merkezî ve tarihî bina Sultan Abdülmecid’den Abdülhamid’e kadar dört padişahın döneminde de sadrazamlık yapmış bulunan Mütercim Mehmed Rüşdü Paşa’nın taş konağıdır. Daha sonra Gazi Ahmed Muhtar Paşa’nın olmuş, 1881’de de hükümet tarafından 4 bin 400 altın karşılığı sahibinden satın alınarak okul haline getirilmiş. Ben lisenin ilk iki sınıfını bu binada okudum. Yukarıda bahsettiğim avludaki iki pavyondan sağdakinin üst katında laboratuvarlar, alt katında da oldukça zengin olan, hattâ epey yazma ve basma eski harfli kitapların da bulunduğu bir kütüphane vardı. Bu kütüphanenin kıble tarafında bulunan mihrab ise, idâdî döneminde mescid olarak kullanıldığını gösteriyordu. (…) Üçüncü sınıfa geçtiğim zaman yanımızdaki Dede Efendi Sokağı’nda bulunan, fakat bizim bina ile arasındaki bir bahçe duvarının yıkılmasıyla hiç sokağa çıkmadan içerden geçilebilen başka bir binaya taşındık. Eski bina ise kapatılan Zeyrek Ortaokulu öğrencilerinin nakliyle Vefa’nın orta kısmı olarak kullanılmağa devam etti. (…)
1947-1948 ders yılında lisenin ilk sınıfını (9. sınıf) okuduğum 4/G dershanesinin önünde altmış beş yıl sonra. Karanlık bir sınıftı. (…) Eski harfleri öğrendiğim yıllardı. Karnelerde yazılı “Terbiye-i bedeniyye”, “Malûmat-ı diniyye”, “Riyaziyye”, “Tavr ü Hareket” gibi ders adlarını okuyup uzun uzun gülmüştük. Hangi seneye ve kimlere aitti, unuttum. (…)