Cins dergisi Aralık 2022 sayısından bazı alıntılar
“Kimi düşünür ve yazarlar ölürken bile yazarlar. (…) Bir de yazarken ya da yazarak ölüm tecrübesini iliklerine kadar hissedenler var.” (‘Ölürken yazmak, yazarak ölmek’ başlıklı yazıdan)
“Rahmetle anılmak ebediyet budur amma / Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir?” (Mehmet âkif)
“Bazı insanlar akıllılık edip kendisini bunca esir eden sosyal medyadan ayrılıyor, hesaplarını siliyorlardı ama bu sefer eğlencesiz kalıyor ve orada neler olduğunu merak ediyorlardı.” (Güray Süngü’nün ‘Sosyalleşme’ başlıklı yazısından)
“Evvelden bu millet istemeyerek, bilmeyerek İslam’dan uzaklaşıyordu. Hatta bu uzaklaşma sırasında gücü yettiği kadar, daha çok İslamlaşmaya çalıştığını zannediyordu. Bugün ise bilerek ve büyük bir istekle, her türlü vasıtaya başvurarak İslam’dan uzaklaşıyor.” (Said Halim Paşa (1864-1921)
“Ölüm bize ne uzak / bize ne yakın ölüm / Ölmsüzlüğü tattık / Bize ne yapsın ölüm” (Erdem Bayazıt)
“Gerçekten etki uyandırmak, sarsmak isteyen sanatçı öncelikle vasatın güvenli ortamından çıkmayı göze alabilmelidir. Yani önce kendisi sarsılmalıdır.” (Cemal Şakar’ın Cins Defter’inden)
“İnsanların sadece dilleri ile zihinleri arasındaki bağ kopmadı, aynı zamanda dilleri ile kalpleri arasındaki bağ da koptu.” (Cemil Meriç)
“Hayal kurmak, yaratmadığı buhranlarla dopdolu bir evrene karşı insanın yegane savunmasıdır.” (Turgay Anar’ın John Steinbeck: Fareler ve İnsanlar başlıklı bölümünden)
“Dünya ahiretin tarlası ve hidayet konaklarından bir konaktır. Kendisine, mahiyetine uygun bir ifade olarak dünya denmiştir.” (Gazzâlî)
“Dünyanın bugünkü siyasal, diplomatik, militer, giderek bilimsel olaylarıyla ilgili duyduklarımızın içinde o kadar çok yalan payı vardır ki bunun bilincine varan kişinin gazete okuması, radyo dinlemesi, TV seyretmesi bile bir işkence olur. İnsan bayağı manyak oluyor bu yalan dünyası içinde. Bunun bilincinde olmayanlara ne mutlu! Çoğu zaman cahil (bilgisiz) kişilerin rahatlığına imrenirim.” (Niyazi Berkes)
“Yandı köşküm, pılım pırtım, bucağım /Söndü hiç tütmemek üzre ocağım / Heder oldu çekilen bunca emek / Ne evim kaldı, ne bahçem, ne çiçek / ne sazım kaldı, ne nağmem, ne nota” (Leyla Saz, 1850-1936)
“Sanatta bir dünya görüşünü savunmaktan çok bir dünya görüşünü yaşamak önemlidir.” (Memet Fuat)
“Yüz çizgilerimizi belirleyen şey geçmişi anlamaktır.” (Beşir Ayvazoğlu)
“Israrla Allah ve Muhammed isimleri üzerinde durdum. Bir sebebi vardı. Çünkü bu kelimeler üç-dört harften müteşekkildi. İnsan bir yazı türünde bir kompozisyon yapabilir, hâlbuki bu üç dört harfle sayısız kompozisyon yapma imkânı vardı.” (Emin Barın)
“İnsan Allah’a doğru sonsuz bir seyahat halindedir. Öyle ki Cennet ve Cehennem bile bu yolculuğun birer gölgesi olmaktan öte geçemezler.” (Muhammed Hamidullah)
“Sermâyeciliği bir nehir gibi görürseniz, Darvincilik, Markscılık ile Freudculuk’u sularını ana mecraya akıtan ırmaklara benzetebilirsiniz.” (Teoman Duralı)
No Comments