“Teklif” dergisinde Ömer Türker’in “Haz, İktidar ve Tüketim Kıskacında Modern İnsan” başlıklı yazısından alıntılar
Ketebe Kitap ve Dergi Yayıncılığı’ndan 2 aylık düşünce dergisi olarak yayınlanan ‘Teklif’de (Kasım 2022/Sayı 6) çıkan Ömer Türker’in o yazısının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.
“(…) Hicrî 4. e 5. yüzyıllarda insan idrakinin işleyiş sürecine dair tartışmalar daha merkezî bir konum işgal eder. Bütün bu tartışmaları birleştiren harç konumundaki mesele ise teklifin hakikatidir. (…)
İbn Sînâ sonrasında Fahreddin er-Râzî ile birlikte de özellikle bilincin hakikati ve kuvvelerle ilişkisi sorunu merkeze taşınmış, ruh-beden ayrımı ve ilişkisi sorununu ikincilleştirmiş hatta kısmen önemsizleştirmiş ve ikinci klasik döneme damgasını vurmuştur. Tasavvufta İbnü’l-Arabî öncesinde insanın mahiyeti ve idrâk güçleri sorunundan ziyade insanın kulluk sürecinde yaşadığı haşyet, teslimiyet, sahv ve sekr gibi hallerin oluşumu ve marifetlerle ilişkisi tefekkürün merkezinde iken İbnü’l-Arabî ile birlikte insanın Varlık’ı temsili ve bütün var olanları kuşatması sorunu merkeze taşınmıştır. İbnü’l-Arabî öncesinde hallerin tahlili, yetkinleşme sürecinin kavranması ve tahakkukunu amaçlarken ondan sonraki süreçte bu amaç bir mutasavvıfın temel gayesi olarak korunmakla birlikte insanın sıfat, fiil ve üretimlerinin nesnel ve evrensel bir izahını yapmaya doğru evrilmiştir.
Batı medeniyetinin17 ve 18. yüzyıllarında temel sorunu, insan idrâkinin mahiyeti ve sınırları iken 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın ilk yarısında sosyal bilimlerin yükselişiyle birlikte insan yetkinliğinin anlamı ve hangi şartlarda tahakkuk edeceği merkezî bir sorun haline gelmiştir. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bu sorun merkezî konumunu kaybederek yerini tekrar bilinç ve haz meselesinin muhtelif açılardan düşüncenin gündemine oturduğu bir süreç başlamıştır.