İsmet Özel’in “Üç Zor Mesele Teknik-Medeniyet-Yabancılaşma” kitabının (TİYO Yeni Edisyon 2.Baskı Eylül 2014) başlarından birkaç yerden alıntılar
“ Üç Mesele benim İslâm’ı ‘tecrid’ safhasında kavrayışımın bir ürünüdür. İslâm’ın kavranılmasında günümüz insanlarının üç safha geçirdiklerini veya geçirmeleri gerektiğini kabul ediyorum. Bu safhaları ‘tecrid’, ‘tefrid’, tevhid olarak adlandırıyorum. (…)
‘Tecrid’ (soyutlama), İslâm’ın emir ve nehiylerinin bütün zamanlar ve yerlerde geçerli olduğunu bilmektir. İslâm’ı anlama bakımından ‘tecrid’ safhasında isek müslim olarak düşünür ve davranırız. (…)” (s. 24)
“(…) Küfre karşı sağlıklı bir tutum takınmak ancak, İslâm’ı kavramada tefrid safhasına ulaştıktan sonra mümkün olabilir. ‘Tefrid’, Allah’ın hükmünün yürüdüğünü görmektir. (…) İslâm’ı anlama bakımından ‘tefrid’ safhasında isek mü’min olarak düşünür ve davranırız. (…)” (s. 25)
Tevhid safhasında İslâm’ı kavramak nasıldır? Bunun sözlerle anlatılabileceğini sanmıyorum, kaldı ki bu mümkün bile olsa, ben ehil değilim. Ancak sezgilerime dayanarak ve okuyucunun sezgi gücüne hitap ederek birkaç noktaya dokunabilirim. Bütün zamanlar ve bütün yerlerde yürürlükte olan İslâm ilkeleriyle, bir an ve bir noktada gerçeklenenin bir olduğunu anlamak. Bu konuda Parmenides’ten Hegel’e, Zenon’dan Heidegger’e kadar birçokları birçok şey söylemişlerdir. Ne var ki bütün söylenenler ‘muvahhid’in varlığına açıklama getirebilecek ağırlıkta sayılamaz. (…) İslâm’ı anlama bakımından ‘tevhid’ safhasında olanlar muhsindir. Hatırlamalı ki ‘şâhid’ ve ‘şehîd’ kelimeleri aynı köktendir. (…) (s. 26)
“Yabancılaşma, insan olarak kendimizi nasıl algıladığımıza ilişkin bir kavram. Eğer kendimiz hakkında yabancılaşma kavramı veya kuramı ile bağıntılı bir anlayışa sahip olursak bu kavramın doğmasını mümkün kılan düşünce atmosferinden çıkamayacağız. (…) Bütün bunlar insanın geliş ve gidiş istikameti hakkında belli yargılara varmaamız demek olur. Yabancılaşma, modern insanın uğradığı aslî belâ olarak görülmekle ‘insanı’ anlama biçiminin ekseni haline geliyor. (…) Günlük hayat, hukuk, siyaset, bilim şimdiki katılıklarıyla belli bir medeniyetin tezahüründen başka bir şey sayılamaz. “ (s.27-28)
“(…) Teknolojiyi hesaba katmadan hayatın idamesinin bile mümkün olmadığı bir dünyanın insanlarıyız. (…)
Kısacası; neyim, ne yapıyorum, ne ile yapıyorum diye sorduğumuz zaman karşımıza yabancılaşma, medeniyet, teknoloji çıkıyor. Önemle üzerinde durmamız gereken nokta, bunların karşımıza teker teker çıkmadıklarıdır. (…)” (s. 28)
No Comments