Fütûhât-ı Mekkiyye Cild 17’nin başlarından alıntılar

 

SEVGİNİN SABİTLİĞİ MERTEBESİ el- Vedâd İlahi İsmi

Dikkat edin! Vüdd sebat demek Değişimin baskısı karşısında sebat

O’nu ve bizi bir makam birleştirir Yüce yönlerde ortaya çıktığında

Öyle bir vadi ki aşiyanı yok Çiçeklerin ve bitkilerin süslediği bir toprak

Onun çiçekleri çocuklar; onları görürsün oturmuşlar / Kürsüler üzerinde, kız çocukları

Korkuya kapıldıklarında sabah onlara eman verir / Onları korkutan tek şey gecelerdir

İlah bir şeyin varlığını dilerse Meşiyeti ona ilişmiştir, karşı konulamaz ona

Gecikme olmaksızın onların nezdinde bulunuruz /Âlemin kazanılmış niteliğidir bu

Bilin ki âlemin kaynağı sevgidir el-Vedâd izhar etmiş onu

Fütûhât-ı Mekkiyye 18. Cilt, Otuz Beşinci Sifir’den alıntılar

 

“Allah’a ortak koşulanın gerçekte var olmadığını, onun yokluk olduğunu görüp hâdislik ile kadimliğin lâyık olduğu özellikleri ayırt edersen, kerem ve himmet ehlinden olursun.” (s. 30)

HAMİD ALGAR’IN NAKŞİBENDÎLİK kitabının “Câmî ve Tasavvuf” bahsinden alıntılar

 

Prof. Dr. HAMİD ALGAR’ın bu eserinin (insan yayınları: 462, irfan ve tasavvuf dizisi: 63, birinci baskı: 2007, genişletilmiş üçüncü baskı (dijital) : 2012 ; (Çevirenler: Cüneyd KÖKSAL, Ethem CEBECİOĞLU, İsmail TAŞPINAR, Kemal KAHRAMAN, Nebi MEHDİYEV, Nurullah KOLTAŞ, Zeynep ÖZBEK ) CÂMÎ VE TASAVVUF (s. 171-185) bölümünden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.

Fütûhât-ı Mekkiyye 276. Bölüm Muhammedî Makamdan, Havuz Menzili ve Sırlarının Bilinmesi

 

Havuz suyun kirle nitelenme menzili

Bunlar beşere özgü ilimlerdir

Kaynakta su duru, kir yok onda

Kuyu içindeki kirleri izhar eder durur

Bulanıklığın nedeni fikrin neticesi olmak

Aradığın bilgi, fikrin ulaşamadığı olsun

FARKLI TÜRLERİYLE VAHİY

 

FÜTÛHÂT-I MEKKİYYE 10. CİLD, s.172’den alıntılar:

“Bilmelisin ki, melek, cin, insan, hayvan, bitki ve donuk gibi yaratıklardan her bir cinse Allah vahyeder. Allah Teala hayvanlardan arıyı, donuklardan gök ve yeri zikretmiştir. Gerçi bize göre her şey canlı olsa bile, hâkim duyuda bilinen ve örf haline gelmiş olan, bunlar cansız (donuk) demektir. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurur: ‘Her bir şey O’nun hamdini tesbih eder. (el-İsra 17/44) Başka bir âyette ise ‘Her bir ümmete bir korkutucu gelmiştir.’ (Fâtır, 35/24) denilir. Başka bir âyette ise ‘ ‘Onu melek yapsaydık , bir insan sûretinde yapardık.’ (el-E n’âm, 6/9) buyrulur. Başka bir âyette ise şöyle denilir: ‘Her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik.’ (İbrahim, 14/4) Başka bir ifadeyle onların anlayacağı dille gönderdik. Farklı türleriyle vahiy, bu menzilin içerdiği konulardandır. Buna göre vahyin bir kısmı, hayal âlemindeki doğru rüyalar gibi, hayal ile algılanır. Bu, uykudaki vahiy iken algılanan şey hayaldir.

İşaret etti de anlamadım işaretini / Meğer bu imada beni kasdediyormuş