İsmet Özel’in “Üç Zor Mesele Teknik-Medeniyet-Yabancılaşma” kitabının (TİYO Yeni Edisyon 2.Baskı Eylül 2014) başlarından birkaç yerden alıntılar

 

Üç Mesele benim İslâm’ı ‘tecrid’ safhasında kavrayışımın bir ürünüdür. İslâm’ın kavranılmasında günümüz insanlarının üç safha geçirdiklerini veya geçirmeleri gerektiğini kabul ediyorum. Bu safhaları ‘tecrid’, ‘tefrid’, tevhid olarak adlandırıyorum. (…)

‘Tecrid’ (soyutlama), İslâm’ın emir ve nehiylerinin bütün zamanlar ve yerlerde geçerli olduğunu bilmektir. İslâm’ı anlama bakımından ‘tecrid’ safhasında isek müslim olarak düşünür ve davranırız. (…)” (s. 24)

“Teklif”deki (2 aylık düşünce dergisi, KETEBE,Sayı 4-Temmuz 2022, Gayb üzerine) Açık Oturum’dan alıntılar

 

“Bir şey hakkında yargıda bulunmak, o şeyin tasavvurunun uzantısı olduğuna göre öncelikle gayb kavramını açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Bu çerçevede gayb, metafizik ve meçhul kavramları arasında bir ayrım yapmak önemli. Çünkü günümüzde büyük oranda metafizik ile gayb karıştırılıyor; hatta bazen meçhul yani bilinmeyen anlamında kullanılıyor. (…) Öncelikle sorun şu: Bu değişik kavramlar ve durumlar arasında ne tür bir fark var? Ve elbette bu farklar belirlendikten sonra gaybı nasıl tanımlayabiliriz?”(İhsan Fazlıoğlu)

“Konuşmak tarih bilincinin kendisidir.”

 

İsmet Özel’in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında TOPLUM MU BİREY Mİ? başlığıyla çıkan 13 Cemaziyelevvel 1444 (7 Aralık 2022) tarihli yazısının (www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?İd=152&Katld=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar (bunlardan ilki o yazının son cümlesi olup alıntı olarak başlığı teşkil ediyor) oluşturacak bu yazıyı.

William Chittick’in “Varolmanın Boyutları Tasavvuf ve Vahdetü’l-Vücûd Üstüne Yazılar”kitabının (İnsan Yayınları, Derleyen ve Çeviren: Turan Koç, 4.Baskı 2013) başlarından alıntılar

 

“(…) Nazarî (teorik) tasavvuf konusunda hayranlık uyandırıcı olan şey, mutasavvıfların bu kanıtları getirirken kullandıkları entelektüel vasıtanın çok incelikli olmasıdır. Özellikle İbn Arabî, dünya entelektüel tarihinin en büyük düşünürlerinden biridir; dolayısıyla onun bakış açısının ondördüncü yüzyıldan onsekizinci yüzyıla gelinceye -ve Afrika’dan Çin’e- kadar ciddî İslâmî düşünceye ağırlığını koymuş olması hiç de tesadüfî bir şey değildir. (…) Ben ve benim gibi başka kimseler bu bilgeliği keşfetmek ve modern bir dille takdim etmek için gayret gösteriyoruz. (…)” William C. Chittick, NY 24 Mart 1997 (Türkçe çeviriye ÖNSÖZ’den) (s. 12-14)

“Bu kitap William C.Chittick’in konu bakımından birbiriyle ilgili bir dizi makalesinin bir araya getirilmesinden oluştu. Makaleler ağırlıklı olarak İbn Arabî ile Konevî, Fergânî, İbn Seb’în gibi takipçilerinin felsefî ve tasavvufî öğretilerini ele almaktadır. Bunlar arasında başta ‘varlık’ ya da ‘varoluş’ olmak üzere, vahdetü’l-vücûd, ‘insan-ı kâmil’ ve ‘hayal âlemi’ gibi konular yer almaktadır. (…) New York State Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışan Prof. W.C.Chittick, The Sufi Path of Knowledge: İbn al-Arabi’s Metaphysics of İmagination; The Sufi Path of Love: The Spiritual Teachings of Rûmî; Faith and Practice of İslam; (…) gibi tasavvufî ve felsefî kültürümüzün daha iyi anlaşılması açısından son derece önemli eserlerin yazarıdır. (…) (s. 15)

Merhûm Mevlâna İdris’in (1966-2022) “İyi Geceler Bayım” isimli, 1984-1988 yılları arasında yazdığı şiirlerini kapsayan kitabından(Başka Kafa Yayınları) beş şiir

 

Aşk ve Ayet Tanrıdan yüzümüze düşen ışıkla yürüyoruz / Hayat bize inanıyor çünkü akşam / Aşk ve ayetler olarak / bir kuş duruyor bir gökyüzü uçuyor kadar / Geçerken her parçamızdaki o beyaz harften / Önce denizin / Sonra perdelerin anlamını bilmeyen omuzlarımıza / Dokunuyor / Solgun imzalar şehrine girmeyen bahar (s. 37)

Toprak Yanlış Yapmaz Allah uzak değildir / Zaman hızlı geçer yalnızca / Unutulanlar vardır / Dünya biterken telaşla hastanelere uğrayıp / Hayata açılmayan bir sokağın adresini sorarlar / Işıksız ve şarkısız bir yürüyüş başlar sonra / Ateş söner ikinci zaman iner yüzlere / Kalpler suçlanamaz / Yoktur kendi kalbini yaratan kimse / Güzel bir soru olarak geçerken dünyadan / Allah’ın anlamıyla gülümseyen bir bahçeye düştüm / Sabahla dokunmuş pelerinini attı omuzlarıma / Uçurumlar dalgınlaşıp çiçeğe dönüşürken / Buldum cevabımı esrarım kalmadı (s. 38-39)