“Barbar-Modern- Medenî / Medeniyet Üzerine Notlar-“

 

İbrahim Kalın‘ın bu yazının da alıntı olarak başlığını teşkil eden kitabının (İNSAN Yayınları, Birinci Baskı 2018) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.

“Modernitenin ve küreselleşmenin tetiklediği yeni sosyo-kültürel ve siyasî dinamikler, medeniyet gibi büyük kavramları yetersiz, yersiz yahut işlevsiz hâle getirmektedir.”

“Çalışmamızın amaçlarından biri de medeniyet ve medenîlik kavramlarını emperyalist geçmişinden ve modern hegemonik çağrışımlarından kurtarmaya çalışmak olacak. Zira ileride ele alacağımız gibi Aydınlanma sonrası Batı düşüncesinde medeniyet kavramı sömürgeciliğin öncü kolu olarak kullanılmış ve aslî manâsından koparılmıştır. Kavramın yeniden inşası artık bir zaruret haline gelmiştir.”

Hamid Algar’ın “Nakşibendîlik” kitabından alıntılar

 

insan yayınları: 462 , irfan ve tasavvuf dizisi :63, birinci baskı, 2007, genişletilmiş üçüncü baskı (dijital), 2012, editör: a.cüneyd köksal, baskı-cilt insan yayınları www.insanyayinlari.com.tr Çevirenler Cüneyd Köksal, Ethem Cebecioğlu, İsmail Taşpınar, Kemal Kahraman, Nebi Mehdiyev, Nurullah Koltaş, Zeynep Özbek .

HAMİD ALGAR 1940 senesinde İngiltere’nin güneybatısında doğdu. Lise tahsilini Londra’da tamamladıktan sonra 1961’de Cambridge Üniversitesi’nin Arap-Fars Filolojisi Bölümü’nden mezun oldu. Bir yıl kadar Tahran Üniversitesi’nde doktora derslerini takip ettikten sonra, Türkçe’yi hakkıyla öğrenmek maksadıyla İstanbul’a geçti. Nihayet 1963’te Cambridge’e dönerek doktora çalışmalarına başladı. On dokuzuncu asır İran’ında ulemanın siyasî rolleri konusundaki tezini 1965 senesinde tamamlayıp Kaliforniya Üniversitesi’nde Orta Doğu Araştırmaları Bölümü’ne katıldı. Burada irfan, tefsir, Şîîlik, İran’da İslâm tarihi, Arap, Fars ve Türk tasavvufî edebiyatı, İslâm felsefesi gibi konularda ders verdi. İran, Türkiye, Bosna, Malezya ve Özbekistan gibi birçok ülkede hem ilmî kongrelere katıldı, hem araştırmalarını sürdürdü. Birçok dilde çalışmaları yayınlandı. 2010’da emekli olup başta Nakşîlik tarihi ve bugünkü durumu olmak üzere çeşitli konular üzerinde yoğun şekilde çalışmaya devam ediyor.

“Türk Olmak İçin Her Sahada İstiklâle Tutkun Olmak Zaruridir.”

 

İsmet Özel‘in 1 Rebiülevvel 1446 (4 Eylül 2024) tarihli DAR KAFA, GENİŞ MEZHEP başlıklı yazısının (www.istiklalmarsidernegi.org.tr/ lsmetOzel) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı. O yazıdan ilk alıntı da bu yazının başlığını teşkil etmekte.

“Tanzimat fermanının okunması akabinde Türk yönetimi altındaki yerlerde yapılan ilk değişiklik mürtetlerin, irtidat edenlerin öldürülmesinin yasaklanmasıydı. Gayri-Müslimlere gün doğmuştu. (…) Oysa gelenek dâhilindeki uygulamada Allah’ın dinini önce benimser görünüp sonradan terk eden kimsenin toplumda yeri yoktu. Dar kafalılıkla bu surette tanıştık. Müslüman bilinenlerin İslâm’ı reddettikleri zaman öldürülmelerini yanlış bulanlar dar kafalı, o kimselerin yaşama hakkını savunanlar geniş kafalı sayıldı. (…)

“Farklı Bir Savunma ve Muhalefet için Levhalar ve Görsellik”

 

Prof.Dr. İsmail Kara’nın bu başlık altında Derin Tarih dergisinde çıkan yazısının birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.

“Cumhuriyet ideolojisi baskıcı modernleşme programını etkili ve yaygın bir tarzda sürdürebilmek için din ile tarih ve geleneği, bunlara dair unsur ve sembolleri aynı kefeye koymuş, aynı hizaya yerleştirerek tasfiye etmek, gücünü zayıflatmak istemişti. (…) Yakın çevresinde olan insanlar gibi Cemalettin Server Revnakoğlu için de din-tarih-gelenek üçlüsü içiçe ve birbiriyle irtibatlı işleyen bir mekanizmaya sahipti. Cumhuriyet’ in ilk dönemlerinde birbirlerinden uzaklaştırılan Türklükle Müslümanlık da öyle.

Merhûme Ayşe Şasa’nın Fantastik Kurgu olan Şebek Romanı’ndan alıntılar

 

“Ah yeryüzü, ah bilinmeyen bilimsel deneylerle çivisi çıkmış yeryüzü, ah korkular..”

“Gezegende tek tük kalmış normal tipi sinir sisteminin tüm imtiyazlarını komplekssizce sahiplenmiş bir kızdı Doris.. Üst düzey yetkililerden oluşan çevresi, dolgun geliri, göz alıcı yetkilerle donanmış bir hayatı vardı..”

“Dört dakika, yirmi üç saniye süren mini deprem bitince Amadeus çelik kasadan çıktı. Bir bardak su içti, soluklandı. Sonra gezegensel tekelin resmî gazetesi Airbusa döndü. Bir süre daha haberler arasında gezindi. Gezegeni yöneten üçlü konsilin toplantı halinde olduğunu öğrendi, sonra ‘Süblim orangotan’ kutusuna giriş yaptı. Sanat, edebiyat spotları arasında gezindi, ilgisini çeken bir şey yoktu.. Daha doğrusu, biraz önceki deprem, sanata karşı motivasyonunu eksiltmiş gibiydi. Amadeus şimdi kendini zorladı, dikkat kesildi. Zorladı, yeni bir giriş yaparak üzerinde iki yıldır çalıştığı tezin 1012’nci paragrafına döndü. Şebek epistemolojisinde üçüncü aşama adlı tezinin 1012’nci paragrafında Kritik söylem kültürü bahsine kilitlenmeye, biraz yol katetmeye niyetliydi. Freud, Marx, Pavlov gibi Neo-Darvinci İkinci Aydınlanma öncesi düşünürlerin sağladıkları eleştirel gerilimin ve gizemci tekniklerin şebek türünün kavrayışını ne denli geliştirdiğini irdeleyen bu pasajlar, parlatılmağa muhtaçtı. Amadeus durdu, düşündü: Kalksam, bir şeylerle oyalansam, bir saat sonra yeniden girişsem.. Lena’yı çok özlemişti, Ay çevresindeki mor uyduda astronot Lena şimdi gecenin tedirginliğini sürdürüyordu. Terliyor, sarı perçemleri ılık ılık alnına yapışıyor muydu? Lena hep ışınlı battaniyeler, fosforlu yastıklar kullanmayı seven Lena.. Bir haftadır aramıyor, bu da Amadeus’u çıldırtıyordu.. Amadeus bir kez daha Freud-Marx-Pavlov üçgenine dönmeyi denedi.. O en çok Freud’u seviyordu.. (…) Neo-Darwinci aydınlanmanın destani büyüğü kokainman ceddimiz Freud.. İnsan denen şebeğin, evriminde yepyeni bir aşama katederek kendini tazelemesinde, yani milâdi 2007- şebek takviminde Büyük Eşik adı verilen o bunca etkin olan muhteşem çizgiye ulaşmasında bunca etkin olan Freud, haz avcılığı kavramına da, bu süreçte ayrı bir kutsallık yüklenmesine kaynaklık etmişti. 2000’de, bilgisayara… I want coffee cümlesini yazdıran ilk doğal şebekten bugüne, 2075’e kadar uzanan o kahramanlıklarla büyük geçitte, kutsal süreç, dört ayrı epistemolojik aşama kaydediyordu.