Süleyman Seyfi Öğün’ün bir yazısından sözler

 

Yeni Şafak gazetesi yazarlarından, bir akademisyen ve entelektüel olarak düşünür yanı ile dikkatimi çeken, dolayısıyla yazılarını ve konuşmalarını izlemeye çalıştığım Süleyman Seyfi Öğün’ün 29 Şubat 2016 tarihli Yeni Şafak’ta çıkmış olan “Doğanın kültürelleştirilmesi” başlıklı yazısından seçtiğim sözlerini aktaracağım.

Bilimsel, akademik veya popüler; sonuçta olan ne?

 

Günümüzde hâlâ 1960’lı yıllardan bu yana yaşadığımız bir açmaz (paradoks) varlığını sürdürüyor. “1960’lı yıllardan bu yana” dememin nedeni de o yılların, bizzat ülkemizde ve dünyada olup bitenleri, konuşulanları, iddiaları, tartışmaları anlamaya, onlar üzerinde düşünmeye, akıl yürütmeye başladığım ilk gençlik yıllarım olması.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinden sözler

 

“(…) Kurb-i nevafil: Allah’ın yardımıyla etki ve tesirin o kula ait olmasıdır. Dikkat et ki bu lafzın mânâsı gayet hassas ve kapalıdır.

Basından seçtiğim yazılardan…

 

(…) Kutuplaşma, kimlik siyasetinin yaygınlaşması, medyanın uç görüşlere toplumsal temsillerinin fazlasıyla üzerinde görünürlük kazandırması ve tartışma konularını gündemde tutması, toplumsal fay hatlarının kitleleri kapsayacak biçimde genişlemesi benzeri nedenlerle küresel bir olgu boyutunu kazanmıştır.

Değerli bir bilim adamı bildiğim bir yazara yakıştıramadığım bir ifade

 

Yeni Şafak yazarlarından, ismi merhum Prof. Dr. Bekir Topaloğlu ile birlikte 70’li yıllardan bu yana dinî kitaplarından dolayı yaygın olarak bilinen Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın bu günkü “Tarikat tuzağı” başlıklı yazısında (Yeni Şafak, 24.04.2016) yer alan şu cümlesinin ilk bölümünü yadırgadım ve kendisine yakıştıramadım ama değişik yönleriyle kendisini tanımam bakımından iyi oldu bu yanını da ortaya koyması.