AK Parti Posts

Akıl ve tarikat: genç bir siyasetçinin bu konuda kesin ve çok kendinden emin göründüğünü yansıtan hükmü

 

2002 sonrasının genç siyasetçilerinden, Bakan ve Başbakan yardımcısı olarak hükümette görev yapmış, bir süre önce de partisinden ayrılıp yeni bir parti kurmuş bir zâta herhangi bir tarikata mensup olup olmadığı sorulduğunda kendisinin de ailesinden hiç kimsenin de tarikatla ilgisinin olmadığı yolunda kesin ve çok kendinden emin bir tavrı yansıtan, hüküm türü bir cevap verdiğine ve gerekçesini de vurgulu bir biçimde belirttiğine dâir bir ‘internethaber’ havâdisi okudum. ‘Bidebunuizle’ programında, gazeteciler Yavuz Oğhan ve Akif Beki’nin sorularını yanıtlarken söylemiş.

Gazete yazıları arasında, okunmaya değer yazı kıtlığında, son günlerde okuduğum üç yazıdan…

 

“Sürekli herkesin baktığı yere bakmaktan zihni tutulanlar” dedi beyaz saçlı adam, “nasıl oluyorsa her baktığı yerde herkesten farklı bir şey gördüğüne inanıyor.” (…) Bize bir şey gösteriyorlar, oraya bakıyoruz. İnsanın karanlık yüzünde kilitli kalıyoruz. Hayat bakmadığımız her yerde olanca gürlüğü, güzelliği ve renkliliğiyle akıp gidiyor. Biz izan geçirmez inatlarla, köşeye kıstırılmış zihinlerle, çürüten ısrarlarla hayatın olmadığı yere bakıyoruz. İçimizin bütün insanca bakışlarını tutup tutup kör kuyulara atıyoruz. Hayatın olmadığı yere doğru durmadan akıyor, akıyoruz. Ve bütün bu katıksız esaret bizim başımıza sarılı değilmiş gibi, her gün üç kuruşluk oyalamalar için şuursuzca hayatın elini bırakıyor, bırakıyoruz.

Seçtiğim en yeni dört gazete yazısından alıntılar

 

“(…) “Ay doğmuyorsa yüzüne/ güneş vurmuyorsa pencerene/ kabahati ne güneşte ne de ayda ara/ gözlerindeki perdeyi arala” buyurmuş Hazreti Mevlânâ. (…) “Modern dönemdeki varlığın hakikatini anlama çabamız aynı zamanda varlığın üzerinde egemenlik kurma çabasıyla beraber gidiyor” diyor Abdurrahman Arslan. Düşünmeliyiz bunun üstünde, hepimiz, özellikle, doğruyu sürekli cebinde taşıdığını düşünenlerimiz… (…) “Boşuna mürekkebi telef etme” dedi meczup, “eğri kalemle doğru çizgi çizilmez!” “(Gökhan Özcan, “Eğri kalem” başlıklı yazısından, Yeni Şafak, 4 Nisan 2019)

Lütfü Oflaz: “Önemli olan farklılıklarımızla bir arada yaşayabilmektir.”

 

Yazarın, içinden bir cümlesini başlıkta alıntıladığım “Eski Türkiyeciler yeni Türkiye’yi terk ediyor!” başlıklı yazısından bazı alıntılar:

“Kısa süre önce bize iki veda mektubu yollandı. Bu veda mektuplarını yazanlar, batılı ülkelere yerleşmek üzere Türkiye’yi terk ettiklerini vurgulamıştı.
Peki bunlar Türkiye’yi niye terk ediyor?

O gece ve sonrasına dair gazete yazılarından…

 

“(…) Erdoğan’dan ve AK Parti’nin hatalarından söz etmeden darbecilerle ilgili cümle kuramayanlar, darbeyi yapandan çok darbenin mağduruna kızarak fikir yürütmeye kalkanlar (ki tarihimiz onlarca örneğiyle doludur), ülkede siyasetin merkezinde ne olup bittiğini bilmeyenler, anlamayanlar, o ülke hakkında, o ülkede nasıl söz sahibi olacaklar?” (Ali Bayramoğlu)
(alıntının ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)