Anadolu Posts

Bu gün (5 Şubat 2017, Pazar) nitelikli bulduğum /önemsediğim gazete yazısı nisbeten fazla

 

Haftanın bundan önceki günlerine göre bu gün okuduğum gazete yazıları arasında nitelikli bulduğum yazı sayısı belirgin olarak fazla. Diğer günler en fazla üçü-dördü geçmiyordu, bu gün beşi-altıyı bulduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Bunları belirteyim:

*Mahmud Erol Kılıç’ın “An’anedeki alim tipimiz(I) Davud el- Kayseri” başlıklı yazısı (Yeni Şafak, 05.02.2017)

*M. Şükrü Hanioğlu’nun “Kemalizm ve demokrasi” başlıklı yazısı (Sabah, 05.02.2017)

*Hayrettin Karaman’ın “İhtiyat, tedbir, mağduriyet” başlıklı yazısı (Yeni Şafak, 05.02.2017)

*Rasim Özdenören’in “Yeni anayasa yeni evre” başlıklı yazısı (Yeni Şafak, 05.02.2017)

*Beşir Ayvazoğlu’nun ” ‘Feyhaman Duran: İki Dünya Arasında’ ” başlıklı yazısı (Karar, 05.02.2017)

*Yalçın Çetinkaya’nın “Türkü dolu Anadolu” başlıklı yazısı (Yeni Şafak, 05.02.2017)

Söyleyecek sözü olanlardan sözler…

 

(…) Son zamanlarda toplumda yaşanan ahlaki çürüme ve toplumsal çözülmeye bakarak bireysel düzeyde davranış kodları üzerinden sıklıkla yapılan eleştiriler, Müslüman -muhafazakâr şair, sanatçılarda görülen içe kıvrık melankolinin farklı bir boyutudur. Olayı bireysel ahlak, savrulma boyutuna indirgeyen ve bununla sınırlayan ama sistem sorununu görmezden gelen eleştirel bakış açısı bir tür muhafazakâr ahlakçılıkla malul kalmaya mahkum.

“Türkiye kravatlı bir Afganistandır!”

 

A.M.Celâl Şengör’ün “BİLGİYLE SOHBET Popüler Bilim Yazıları” (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) adlı derlemesi kitap olarak çıkınca, Gamze Akdemir Cumhuriyet Kitap Eki’nde (09 /05/ 2014) kendisiyle konuşmuş. O konuşmanın başlığını bu yazıya da başlık yaptım. Baştan belirteyim: Celâl Şengör’ü yaklaşık on yıl öncesine kadar ilgiyle ve merakla izlerdim. Bazı görüşlerine katılmasam da dünya çapında önemli bir bilim insanı olmasını gözönüne alarak Cumhuriyet Bilim Teknik(Teknoloji) Eki’nde çıkan yazılarının ve yayınlanan kitaplarının sıkı bir tâkipçisiydim. On yıldır kendisine dönük merakımın ve ilgimin bir hayli azalmasına, bazı konulardaki yaklaşım ve görüşlerini ‘uçuk’, ‘zırva’, ‘saçma’ diyebileceğim kadar kabul edilemez buluşum sebep oldu. Bu yeni kitabının yayınlandığını yeni öğrendim mesela. Ama bu kitap üzerine kendisiyle yapılmış bu söyleşiyi okuduğumda belli bazı konularda yaklaşım ve fikirlerinde bir değişme olmadığını, aynı minval üzere heyecanını korur biçimde yoluna devam ettiğini görüyorum. Bu yazımı onun bu söyleşide dediklerinden yapacağım bazı alıntılar oluşturacak. Bunların içinde haklı bulduklarım da var ama katılmadığım, zırva bulduklarım da var. Alıntıladığım cümleleri için, en kısa biçimde katılıp katılmadığımı, zırva buluyorsam bunu belirteceğim.
Başlıyorum.