Cennet Posts

“Bütün dünya tek bir sistemin sultası altındadır.”

 

Mustafa Kutlu‘nun “Yoldan çıkmanın yolu-1” başlıklı yazısından:

“Âmentü’ye inananlar için dünya hayatı ahıretteki akıbetimiz (hesap günü) düşünülerek tanzim edilir. Bu sebeple fert ve toplum olarak “Ahlâk Nizamı”na uygun bir hayatımız olmalıdır. Hâlihazırda dünyada bir “Ahlâk Nizamı” yok ise onu var kılmak hedefimizdir. Peki bu nasıl olacak?
(…)
Bütün dünya tek bir sistemin sultası altındadır. Bu sistem ahıretin varlığına inanmaz. Cenneti bu dünyada bulmak için kurgulanmıştır.
Bu düzenin adı “Kapitalizm”dir.
(…)
Sistemin kurucusu “Küresel Sermaye”dir. Kim olduğu, ne olduğu hakkında “efsaneler” söylenir. Koyduğu “kanun”ların hakimiyet ağı o derece geniştir ki; âdeta hangi taşı kaldırsanız altından o çıkar.
Paralar, bankalar, çarşılar, ulaşım-iletişim, silahlar, ordular, adı-sanı olan meşhur üniversiteler, laboratuvarlar, kütüphaneler, projeler, ar-ge’ler, araştırmalar, arşivler, kayıtlar, kongreler, dergiler, makaleler, ödüller-ünvanlar, deneyler, yer ve gök, hatta uzay ondan sorulur.
Hâşâ Tanrı’nın yerini almıştır ve “Kanun benim” der. (…)

İnsan ve rûhu, dört vasıf, İblîs’in şerrinden korunma…

 

Muhyiddin İbn Arabî’nin (M./d.1165-v.1240) Arap dilinde te’lif etmiş olduğu, Ahmed Avni Konuk(M./d.1868-v.1938) tarafından Arap harfleri zamanı Türkçesinin son yıllarında tercüme ve şerh edilmiş, Prof. Dr.Mustafa Tahralı’nın Latin harfleri dönemi Türkçesinde yayına hazırladığı “Tedbîrât-ı İlâhiyye” adlı eserin 311. sayfasından, başlıkla ifade etmeye çalıştığım konuda bazı ifadeler:

Yaşam ve ölüm

 

Hangisi bizim için daha sahi(h), daha gerçek? Hangisine daha yakînen (kesinlikle) inanıyoruz? Hani “Kur’ân”ın ikinci sûresinin 4. âyetinde gerçek îman edenler kastedilerek, “Ahirete de kesin olarak/şüphesiz bir bilgi ile inanırlar” deniliyor ya, öyle bir kesinlikle, yaşama inandığımız gibi ölüme ve ölüm sonrasına da inanıyor muyuz?

Şair İsmet Özel’in en yeni yazısından birkaç cümle

 

“(…) Türk milletine can pompalayan gücün nereden devşirildiği malumattan sayılmadığı için şimdi o candan eser kalmadı. (…)

Kur’an-ı Kerîm’den ard arda beş âyetin meâli (anlam olarak Türkçe karşılığı)

 

* “Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra da doğrulukta devam edenlere, onlara, melekler, ölümleri ânında: “Korkmayınız, üzülmeyiniz, size söz verilen cennetle sevinin, biz dünyâ hayâtında da, âhirette de size dostuz. Burada, canlarınızın çektiği, umduğunuz şeyler, bağışlayan ve merhamet eden Allah katından bir ziyâfet olarak size sunulur” diyerek inerler. (41/30,31,32)