evliyâ Posts

Biri bir kitaptan, diğeri bir gazete yazısından iki alıntı

 

Muhyiddin İbn Arabî‘nin eseri Fusûsu’l-Hikemin Ahmed Avni Konuk tarafından yapılan tercüme ve şerhinin latinize olarak Prof. Dr. Mustafa Tahralı ve Dr. Selçuk Eraydın’ın yayına hazırlamış oldukları dört cildinden “Fusûsu’l-Hikem Tercüme Ve Şerhi-I (7. baskı, M.Ü.İ.F.V.Y., İstanbul, 2017) s.94’den, daha da kolay anlaşılması için bazı kelimelerin bilinen karşılıkları verilerek yapılan alıntı:

“Bilinsin ki salât Allah tarafından rahmet, melekler tarafından istiğfar, ve kul tarafından duâ ve huzû’dur(tevazu’, alçak gönüllülük). İlâhî rahmet her şeyin isti’dâdı ve talebi hasebiyle o şeye ilişir. Dolayısıyla rahmet, âsîler ve günahkârlar üzerine Hak tarafından afv ve mağfiret ile tecellîdir. Ve afv ve mağfiretten sonra kul cennetle nimet ve varlık içinde olur. İtaatkâr ve sâlih olanlar üzerine cennet ve rızâ ve likâ (kavuşma, görme) haktır ki, bunlar da gözler görmedik, kulaklar işitmedik ve beşer kalbine hatıra gelmedik ilâhî nimetlerdir.

İsmail Tillovî Fakîrullah hazretlerinden sözler

 

İsmail Tillovî Fakîrullah (rh. a.) hazretleri (d. H.1067 / M.1656- v. H.1147 / M.1734), hem Erzurumlu İbrahim Hakkı (rh. a.) hazretlerinin (d. H. 1115 / M.1703- v. H.1194 / M.1780) hem de daha önce onun babası Derviş Osman Efendi’nin (rh. a.) ve onunla birlikte Molla Mehmed Sıhrânî’nin (rh. a.) hizmetkârlığını yaptıkları ve müridi oldukları, Gavs-ı azam ve ülvî şeyh diye bilinen bir zattır. Bu kâmil insanın, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin Mârifetnâme adlı eserinde (Erkam Yayınları, Sadeleştirme: Cafer Durmuş- Dr. Kerim Kara, 3.cilt, İstanbul 1432 / 2011, ISBN: 978-9944-83-340-0 (3.c.) yer alan bazı sözlerini sunacağım.