Ahmet Taşgetiren’in iki yazısının (Star, 06.09.2016; 08.09.2016) başlıkları böyle. O yazılardan bazı alıntılar:
“Sorulması gereken sorular” başlıklı yazıdan:
“(…) Ne dersiniz, bu 50 bin kişinin her birinin devlet memuriyetinden atılmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın veya Başbakan Yıldırım’ın kefaleti var mıdır?
“(…) Postmodern çağ, kaos üzerinden düzen üretiyor! Böylelikle düzensizlikler, iç karışıklıklar üzerinden hegemonyasını pekiştirecek bir düzen kuruyor… (…)
15 Temmuz 2016 gecesi kanlı ve kirli FETO darbe girişimi eylemi 240 sehit ve çok sayıda gazimize karşılık bir şanlı direnişle püskürtüldü. Bu eylemin arkasında olan ve başarılı olsaydı sevinecek ülkeler malûm. Zira gerek ABD’de gerek Avrupa ülkelerinde bu alçakça ve kanlı darbe girişimi kınanacağına, bu girişim sonrası Türkiye’de olup bitenlerin demokrasi ve hukuk dışı olduğuna dair değerlendirmeler yapılmakta.
Darbe girişiminden bir ay önce, Prof.Dr. ünvanlı Osman Özsoy’un söylediklerinden:
“İnsanlar rahat olsunlar. Hizmet hareketindeki insanları çok yoğun günler bekliyor. AK Parti’nin tüm üyelerinin 2 gün sonra mal varlıklarına el konulacaktır.”
Kur’ân-ı Kerîm’in Bakara Sûresi 11. ve 12. âyetleri meâlen (Türkçe anlamıyla) şöyle:
*Kendilerine: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın” dendiği zaman, “Bizler sâdece ıslah edicileriz” derler.(11. âyet)
*İyi bilin ki, asıl bozguncular kendileridir, lâkin farkında değillerdir.(12. âyet)
