“İnsanlığımızla bir başkasının insanlığına dokunmak”
Aşağıda Gökhan Özcan‘ın “Yerimizi tutan boşluk” başlıklı yazısından (Yeni Şafak, 02.08.2018) yedi cümle alıntıladım.
Aşağıda Gökhan Özcan‘ın “Yerimizi tutan boşluk” başlıklı yazısından (Yeni Şafak, 02.08.2018) yedi cümle alıntıladım.
Gazetelerde düşünce, bilgi, hikmet ağırlıklı okumaya değer yazı bulma imkânının son derece zor veya kısıtlı olduğu bir dönemde olduğumuz fikrindeyim. Diyebilirim ki gazetelerde bazı günler en fazla üç yazı bulabiliyorum okuma ihtiyacıma cevap verecek; bazı günler ancak bir veya iki yazı oluyor, bazı günlerde de okuyacak yazı bulamıyorum. Bu durum böyleyken, her yazısını okumak istediğim yazar sayısı da dördü geçmiyor.
“(…) Peşine takıldığımız her şey bizi peşi sıra sürükleyip götürüyor. Biz mi meselelere takılıyoruz, o gelip geçici meseleler mi atıyor bize kancalarını, belli değil!
“Yaşamak bir şeyleri geride bırakmak demek bir anlamda… Yani bir şeyleri yanında götürememek, onları ardında bırakmak demek… Bunun tabii sonucu eksilmektir. (…) Geçmiş dediğimiz şey, bizi insan eden, inşa eden, hayatımıza şeklini, rengini, kokusunu, hafızasını veren şey… (…)
“(…) “Zamanın bilincinde olmayanlar sıkılmaz; hayat ancak, geçen her anın bilincinde olunmazsa tahammül edilebilen bir şeydir; Yoksa bizim için her şey berbat olur. Sıkıntı tecrübesi, azmış zamanın bilincidir” diyor Cioran, Ezelî Mağlup’ta (…)“. (Gökhan Özcan‘ın “Çarpı işaretleri” başlıklı yazısından; Yeni Şafak, 19.10.2017).