Homeros Posts

“Şiir dünya hayatını küçümsemeyi öğretmediği zaman sanat olmaktan çıkar.”

 

Bu yazı, başlıkta muhtevasından bir sözünü (s. 12) alıntıladığım İsmet Özel‘in en son çıkmış kitabından / “Türküm Doğruyum İntikamım Ülkemdir” / (TİYO Yay., Aralık 2019, 1.Baskı) yine düşündürücü ve etkileyici bulduğum sözlerinden bazılarını aktarmamdan ibaret olacak.

“(…) Sözüm varsa dünya hayatı uğruna kendini yıpratmak şöyle dursun dünya hayatını babasının malı zannedenleredir. (…)” (s. 9)

“(…) Şimdi tanışıklığına her şeyimi fedaya hazır olduğum zevatın tuzağından salim kalmağı kâr beller durumdayım.” (…) (s. 14)

“(…) Bugün Türkiye’de yaşayanların hayatında Türklüğün şiirle olan alış verişinden hâsıl olanın kâr mı zarar mı kabul edileceğine hükmedecek herhangi bir mihrak rol oynamıyor. (…)” (s. 42)

“(…) Kim ne yaparsa yapsın ben şiirle bağımı koruyarak kendi alanımda hüküm ferma idim. (…)” (s. 50)

“(…) Dünya kurulalı beri hiç kimse kulluğunu askıya alıp ‘var’ olamamıştır, olamaz. (…)” (s. 55)

Şiir üzerine İsmet Özel’in bir yazısından alıntılar

 

“ÖZÜYLE SÖZÜYLE KİSVESİ VE KARAKTERİYLE ŞİİR: DİKKAT PATLAYABİLİR! (patlamayabilir de)” başlıklı, İsmet Özel’in
“TÜRKÜM DOĞRUYUM İNTİKAMIM ÜLKEMDİR” adlı, TİYO Yayından çıkmış, 1. Baskısı Aralık 2019 olan kitabında(s.191-194) yer alan bir yazısı bu. Birkaç yerinden alıntılamalarla bu yazıdan haberdar edeceğim haberi olmayıp da bu yazıyı kaderde varsa okuyacak olanları.

Şair Barbara Guest’in şu sözüne yer veriyor şair ve yazar İsmet Özel yazıya başlamadan: “The poet is not there to share a poetic communication, but to stimulate An imaginative speculation on the nature of reality.” Tercüme edersem naçizane, bu şair şunu ifade etmiş oluyor: “Şiir bir şâirâne iletimi paylaşmak değildir, fakat gerçekliğin tabiatı üzerine tasavvurî bir kurguyu teşvik etmektir.”

Gelelim kıymetli şair ve yazar İsmet Özel’in bu yazısından alıntılamalara.

Ne demişti Baudelaire? “Ekmek yemeden üç gün hayatta kalabilirsiniz; şiirden mahrum kalarak bir gün bile yaşayabilmeniz imkansız ve bunun aksini herkim iddia ederse hata içindedir: Hataya düşenlere ‘kendini bilmezler’denir.”

İsmet Özel’in “Şiirle Keşfedilmiş Yerlere Taşınmak” başlıklı yazısından alıntılar

 

“Şiir neyi başlattıysa onun sonunu da getirdi. Bunu ister divan edebiyatının ömrü itibariyle isterseniz âşık edebiyatının nelere rağmen hayatta kalışıyla anlamlandırabilirsiniz. (…) Mekânın önce yurt, sonra vatan haline gelişinde baş rolü oynayan yine şiirdi. (…) Türklere zarafet verdiği için benimsenen yerler Türklerin sayıldı.Vatanlaşma istidadını ihtiva etmeyen toprağı Türk yurdu olarak hiçbir zaman bilmedik. (…) Bir Medine müdafaamız var; ama bir Mekke müdafaamız yok. (…) Bütün olan bitenin zemininde Türklerin Haçlı seferleri’ni bir münasebet bilip dar-ül İslâm’ı nereye kadar ilerlettikleri fikri var. (…) 1920’nin Misak-ı Millîsi Süleyman Çelebi’nin şiirle inşa ettiği sahayı işaret eder. (…)

Yerler vardır şiirin keşfiyle teşekkül etmiştir. Bu yerler Türk topraklarında belalardan silkinme dönemlerinde dikkat çeker. (…) Türk milletinin çobanından padişahına şair olduğu dillerdedir. (…) Anadilimize Türkçe dememizi yadırgatan havayı terk uğruna yüzyıllar geçirdik. (…) Kimliğini Yunus Emre’nin bu toprağın Homeros’tan itibaren su yüzüne çıkardığı gücüne dayanarak çizdiği yoldan edindi Türk şiiri. (…) Giderek şiirin dile ebelik etmesindeki harikuladelik müşahede edildi. (…)