insan Posts

Şiir yazmak, felsefe yapmak ve Türkçenin başına gelenler üzerine değerli bir yazıdan birkaç alıntı

 

“(…) Niçin şiir yazmak şair katında işin bittiği, nihayete erdiği hissine yol açmaz? Ben niçin kendime mahsus şiir yazma faaliyetini askıya almama rağmen başını örten kızın felsefe bilme bahsini açmakta ısrarlıyım?

“Yitirilmiş Hikmeti Ararken” adlı kitaptan (müelllifi: İlhan Kutluer) bazı sözler/ifâdeler (2)

 

“(…) Kelâmcı doğru itikadın peşindedir. Mutasavvıf ise bilgi kavramıyla nur kavramını özdeşleştirerek marifet adını verdiği, nazarî-aklî verilerin ötesinde manevî aydınlanma süreçleriyle ulaşılmış bir hakikati esas alır. Manevî aydınlanma süreçleri, önce teorik akıldan değil pratik akıldan başlar; belli bir erdemlilik ve arınma düzeyini yakalamaya yönelir. Arınma insânî yetkinliği, insânî yetkinlik aşk merdiveniyle yücelişi ve sonuçta Sevgili’ye vuslatı getirir. (…)” (s.62)

Basından seçtiğim yazılardan alıntılar (2 Kasım 2017)

 

“Yaşamak bir şeyleri geride bırakmak demek bir anlamda… Yani bir şeyleri yanında götürememek, onları ardında bırakmak demek… Bunun tabii sonucu eksilmektir. (…) Geçmiş dediğimiz şey, bizi insan eden, inşa eden, hayatımıza şeklini, rengini, kokusunu, hafızasını veren şey… (…)

Bir iyi bir yazıdan, bir de öylesine kaleme alınmış bir yazıdan…

 

Hiç kuşkusuz, iyi yazılar ait oldukları kişilerin ele aldıkları, değindikleri konularda çaplarını, kapasitelerini, hadlerini bildiklerini yansıtırlar en azından. Öylesine kaleme alınmış diyebileceğim yazılar için ise bunun tam tersi kolaylıkla söylenebilir. Bunu aşağıda birer bölümünü alıntılayarak aynı gazeteden iki yazı ile örneklemeyi deneyeceğim.

İki gazete yazısından üçer cümle…

 

Yusuf Kaplan‘ın “Dikkat! ABD, Türkiye’nin altını oyuyor adım adım…” başlıklı yazısından (Yeni Şafak, 14.08.2017):