irfan Posts

13. Yüzyılda yazılmış bir tasavvufî eserin tercümesi olan bir kitaptan alıntılar…

 

Sadreddin Konevî‘nin (1210-1274) en-Nefehâtü’l-ilâhiyye isimli eserinin İlâhî Nefhalar adıyla Ekrem Demirli tarafından dilimize çevrilmiş olması, 13. yüzyılda telif edilmiş, tasavvuf alanındaki bu önemli eserin muhtevası hakkında bilgi edinmemizi mümkün kılmaktadır. Bu kitabın (Kapı Yayınları, 1. Basım: Mayıs 2015) birkaç yerinden alıntılar sunmakla bu değerli müellifin ilminden-irfânından ne yansıtılabilirse; kendisini minnet, şükran ve dua ile anmak, ve mütercime şükran borcumuz anlamında küçük bir çabayla, geçmişteki böylesi büyük eserlere ve günümüzdeki onlarla ilgili önemli çalışmalara saygımı belirtmiş olacağımı düşünüyorum. “Alıntılar” diyorum ama kelimesi kelimesine aynı, tıpa-tıp imlâsına uyacağımı söylemiş olmadığım ama anlamına sâdık kalmaya çalışarak bu kitaptan aktarımlar yapacağım bilinmeli.

“Bir insan şunu ileri sürebilir: ‘Seçkinlerden her birisinin bilgisi Hakk’ın bilinen her şeyi ihata eden bilgisine mutâbık olmalıdır.’ Böyle bir iddiaya verilecek cevap şudur: Hakk’ın bilgisinin kendisinin bir sıfatı olarak dikkate alınması, -başkasının bir sıfatı olması itibariyle- onun/onların bilgisinin bir şeye ilişmesinden farklı olduğunu düşündürmesi gerekir. Bunu anlayınız! Bu bilgi inâyete mazhar insana Rabbinin bahşetmiş olduğu ve insana keşf olunan şeylerin en değerlisi ve yücesidir.” (s.18)

Gazetelerde okunmaya değer yazı kıtlığı

 

Siyasî içerikli gazete yazılarından her gün okunmaya değer toplam üç yazı bile bulamadığımı itiraf edeyim. Sanat, edebiyat, düşünce içerikli gazete yazılarından her gün öyle iki yazı bulsam sevineceğimi belirteyim.

Pazar günleri gazete yazılarını merakla beklediğim iki isim: Mahmud Erol Kılıç ve M. Şükrü Hanioğlu

 

Bu iki yazar her hafta sadece Pazar günü yazıyorlar ve ben başlıkta da belirttiğim gibi onların yazılarını merakla bekliyorum; tabii ki o gün o sıradışı iki yazıyı dikkatle ve heyecanla okuyorum. Yazılarda yansıyan ciddiyet ve titizlik bu iki yazarın her yazısı için sözkonusu.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinden sözler

 

“(…) Kurb-i nevafil: Allah’ın yardımıyla etki ve tesirin o kula ait olmasıdır. Dikkat et ki bu lafzın mânâsı gayet hassas ve kapalıdır.

Bu günün dikkate değer üç gazete yazısından…

 

Ben “gazeteci yazar” değilim, yazar’ım. Ben, gazetenin mutfağında güncel olayları izleyip konularımı oradan çıkarmıyorum. Ben, kendi gündemimi kendim belirleyerek yazıyorum. (…)
Aslında her defasında kendine bir kompozisyon ödevi verip o ödevi yerine getirmek zor. (…)