“(…) Siyâsete ilkesel yaklaşımın Türkiye’deki karşılığı “değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez” olarak ilân edilmiş bir kadüklüğe sadakâtten ibâret kalıyor. İlkeler çoğu defa ideolojik saplantılarla örtüşüyor ve parti siyâsetlerine ayakbağı oluyor. Hayât, özellikle de siyâsal hayât ise bunu kaldırmıyor. Siyâsette akışkanlık ve yeni durumlara intibâk edebilmek, ilkelerin yumuşatılmasına; eğer hayât zorluyorsa, onları başkalarıyla ikâme etmeye dayanıyor. Bu da entelektüel bir emeği ve atâletin iç tatmin mekanizmalarını aşmayı gerektiriyor.” (Süleyman Seyfi Öğün)
(alıntının ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)