Kur’an Posts

“Şiir dünya hayatını küçümsemeyi öğretmediği zaman sanat olmaktan çıkar.”

 

Bu yazı, başlıkta muhtevasından bir sözünü (s. 12) alıntıladığım İsmet Özel‘in en son çıkmış kitabından / “Türküm Doğruyum İntikamım Ülkemdir” / (TİYO Yay., Aralık 2019, 1.Baskı) yine düşündürücü ve etkileyici bulduğum sözlerinden bazılarını aktarmamdan ibaret olacak.

“(…) Sözüm varsa dünya hayatı uğruna kendini yıpratmak şöyle dursun dünya hayatını babasının malı zannedenleredir. (…)” (s. 9)

“(…) Şimdi tanışıklığına her şeyimi fedaya hazır olduğum zevatın tuzağından salim kalmağı kâr beller durumdayım.” (…) (s. 14)

“(…) Bugün Türkiye’de yaşayanların hayatında Türklüğün şiirle olan alış verişinden hâsıl olanın kâr mı zarar mı kabul edileceğine hükmedecek herhangi bir mihrak rol oynamıyor. (…)” (s. 42)

“(…) Kim ne yaparsa yapsın ben şiirle bağımı koruyarak kendi alanımda hüküm ferma idim. (…)” (s. 50)

“(…) Dünya kurulalı beri hiç kimse kulluğunu askıya alıp ‘var’ olamamıştır, olamaz. (…)” (s. 55)

“Hayatın lezzetli kısmı hesabı verilemeyecek işlerde saklı”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde “İslâmla Damgalanmış Varoluş” üst-başlığı altında çıkan “Ölüm Tezkeresi” başlıklı ve 6 Şaban 1442 (19 Mart 2021) tarihli yazısının (http://istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=64&KatId=3) beş yerinden alıntılayacağım birer cümleden oluşacak bu yazı. Başlık da yazarın bir düşüncesini yansıtır biçimde alıntılandı.

“(…) Kur’an şairlerin yapmadıklarını söylediğini yazıyor. (…)

“(…) İster takviminden isterse ölçü aldığı diğer şeylerden, Batı Medeniyeti diye adlandırdığımız tarih dramasının neresinden tutsak elimizde kalıyor. (…)”

“Onları Ecnebileştiren çoklukta (kesrette) lezzet arama meşguliyetidir.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde “İslâmla Damgalanmış Varoluş” üst-başlığı altında çıkan “Dünya İkiden Fazla Parça Kaldırmaz” başlıklı, 28 Recep 1442 (12 Mart 2021) tarihli yazısından (http://istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=63&KatId=3) bazı cümleleri alıntılamamdan ibaret olacak bu yazı. Okuyanlar olursa onlarla paylaşmış olacağım bu ifadeleri ve onlardan bu yazının tamamını okumaya yönelenler de olacaktır.

İlk alıntıladığım cümle bu yazının başlığını oluşturdu. O cümlenin yer aldığı paragraftan ondan önceki ve sonraki iki cümleyi daha alıntılarsam bağlam belki daha iyi anlaşılır.
“(…) Yekparelik bize düşer. (Başlıkta alıntılanan cümle). Ecnebilik Kur’an nâzil olduktan sonra onların karakteri olmuştur. (…)”

” Sayı saymada düştüğümüz yanlış bir elimizde beş parmak bulunmasıyla başlıyor. Pençe kelimesinin kökü burada. Üç parmaklı kuşların bile pençesine düşebiliyoruz. (…) “

“Kur’an apaçık bir kitaptır.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde “İSLÂMLA DAMGALANMIŞ VAROLUŞ” üst-başlığı altında çıkan “DÜZENİN SÜRATİ, ZİHNİN SELÂMETİ” başlıklı ve 14 Recep 1442 (26 Şubat 2021) tarihli yazısından (http://istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=61&KatId=3) yer yer yapacağım alıntılardan oluşacak bu yazıyla, iyi yazı okumak isteyenler olabileceğini düşündüğümden, bir ihtimal öylelerini bu kıymetli yazıdan haberdar etmektir niyetim.

” Kur’an akletmeği emrediyor. Demek ki, Müslüman deyince aklını gereksiz şekilde kullanmasına müsaade edilmemiş kişiyi anlıyoruz. Aklını israf ettiğine şahit olduğumuza Müslüman demeyeceğiz.  (…)
 Geçimimizi temin gayesiyle yurt ediniriz. Vatan ise uğruna ölünen yerdir.

(…) Ne zaman Dünya Düzeni demişsek bununla bir geçim ortamını işaret etmiş oluruz. (…) Madem İslâm’dan tamamlanmış bir insanlık gündemi olarak bahis açıyoruz, o halde niçin hayatımızın belkemiğine hak ettiği önemi atfetmiyoruz? Çünkü insanlık seviyesi diye bir derdi üzerimize alma sıkıntısından modernlik vasıtasıyla uzak tutulduk. 

(…) Gerçekte olan bir şeye değil, olmasını istediğimiz insan karakterine yetişkinlik atfederiz. Yaşını başını almış herkesten yetişkinlik bekleriz.
(…) Bitkiler ve hayvanlar söz konusu olduğunda yetişme sürecinin bir yükseliş ve çöküş dönemi geçirdiğine şahit olmuşuzdur. Oysa insan bedeninde hangi yaşlılık belirtisi görülürse görülsün yani ömür ne kadar uzamış olursa olsun insan mükemmele yönelişi elinde, gönlünde tutabilir.

(…) Müslümanlar bir ölüm haberi alırlarsa dinleri gereği şu tepkiyi verirler ‘Allah’tan geldik ve yine Allah’a rücu edeceğiz’. Kur’an bize dünya hayatını ahiretin tarlası olarak bilmemizi öğretti. Müslüman karşısına dünya hayatı her hal ü kârda bir gayret zamanı kıyafetinde çıkar. (…)
Eğer Batı Medeniyetinin yücelttiği kâr kavramına intikal etmişlerdenseniz yöneldiğiniz mükemmel değil ‘komşuda pişer, bize de düşer’ havasında bir şeydir. İçi havayla dolu bir şey, bir balondur yani. Ne kadar şişkin, ne kadar süslü olursa olsun bir iğne ucu kadar ömrü vardır.  (…) Yıllar boyu ihlastan uzaklaşmamız medeniyet balonunu şişiren pompa oldu. Tersi için de yıllara mı muhtacız? Asla bu fikre yakın durmayın. Kalbinizdeki (isterseniz özünüzdeki deyin) haslık Allah vergisidir. Önce kalbinizdeki haslığın gücüyle direnç gösterecek ve boyunduruk altında yaşamağı reddedeceksiniz. Bunu başardınız mı gerisi çorap söküğü gibi gelir.  (…)

“Sanat eseri gücünü ifade imkânından alır.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde “İSLÂMLA DAMGALANMIŞ VAROLUŞ” üst-başlığı altında çıkan “AÇIKTI, KALBİMİ DAHA DA AÇMAMA GEREK YOKTU” başlıklı, 23 Cemâziyelahir 1442 (5 Şubat 2021) tarihli yazısından (www.istiklalmarşıdernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=58&Katld=3) yer yer yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.

“Kur’an apaçık bir kitaptır diyor Allah. Madem öyledir Müslümanlar ayetlerin asırlar boyu bunca tefsirine, şerhine, izahatına niçin başvurdu? Cevabın şöyle şekillenmesi mümkündür: İnsanlar bedenlerinin doğumdan önce edinmeğe başladıkları kendi öz tecrübelerini ve kimsenin ellerinden alamayacağı niyetlerini öne çıkarmaktan ve bizzat yaşadıkları vakıaları zikretmekten geri durmayacaklardır. (…) Demek ki, ferdin ömrü hem içerden hem dışarıdan kuşatılmış halde geçer. (…) Dışımızdan maruz kaldığımız tahdit bize karşı içimizdeki tecrübe kalıntılarından ve her cins niyetimizden çok daha sinsi ve insafsız hareketlerin başlatıcısı olacaktır. (…) Düzenin bu oyununu sanat eseri bozar. (…) Sanat eseri adını verdiğimiz şey her zaman bu zorluklara meydan okumadır. (…) Sanatçı bir ideologi sözcüsü olamaz dediğimizde fikriyatın bir ideologi formunda tertip edilmiş olması seviyesini aşmaksızın sanat eserinin tesirine ulaşılamayacağını söylemiş oluruz. Sanat eseri gücünü ifade imkânından alır. (…) Sanat eserine mevkiini kalıcılığı mı verir? Evet; ama bu aynı zamanda bilinçli bir çevre meselesidir.

İslâm ne kadar ihlâs araştırmasıysa Kur’an da bizi kıyamet kopuncaya kadar himaye etsin diye indirildi. (…) Neydi Rasulullah’ın bize tebliği? (…) Saklı şey insanlığın harcamağa kıyamadığı şeydir. Kapitalizm alış veriş ilişkisini para gücüyle gerçekleşen faaliyete indirgedi.