Mevlana Posts

Mahmud Erol Kılıç’ın “Zihinci meczuplar” başlıklı yazısından birkaç cümle…

 

(…) Çok katlı bilme dereceleri olduğuna inanan bir kişinin kendi zaviyesinden gördüğü bir hakikati o zaviyeden görmeyen birisine ispatlamaya kalkması kadar saçma bir şey olamaz. Geleneğin ustaları “Bir aptalla tartışıyorsanız iki aptal tartışıyor demektir” derler. (…)

Bir dergide okuduğum ‘sıra dışı’ bir yazı

 

Aylık “Derin Tarih” dergisinin Eylül 2016 sayısında(Sayı 54), 15 Temmuz gecesinden bu yana genellikle gereken ciddiyetten uzak denilebilecek bir şekilde sürekli ve yaygın biçimde konuşulan ve gündemi meşgul etmeye devam eden konu üzerine Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’ın “Çözüm, gelenekli düşünce ve kurumlarımızın ihyasından geçiyor” başlıklı, ufuk açıcı, önemli ve sıra dışı tahliller ve değerlendirmeler içeren bir yazısı çıktı.

Bu yazıdan bazı alıntılar sunacağım.

“Ölmeden evvel ölün”

 

Mevlânâ’nın (d.1207-v.1273) Mesnevî adlı eserinin Peygamberin “ölmeden evvel ölün” hadisinin tefsiri başlıklı bölümünden sözler aktaracağım. Kendim için de, ihtiyaç duyanlar için de düşünmeye yol açması niyetiyle…

“Türkiye kravatlı bir Afganistandır!”

 

A.M.Celâl Şengör’ün “BİLGİYLE SOHBET Popüler Bilim Yazıları” (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) adlı derlemesi kitap olarak çıkınca, Gamze Akdemir Cumhuriyet Kitap Eki’nde (09 /05/ 2014) kendisiyle konuşmuş. O konuşmanın başlığını bu yazıya da başlık yaptım. Baştan belirteyim: Celâl Şengör’ü yaklaşık on yıl öncesine kadar ilgiyle ve merakla izlerdim. Bazı görüşlerine katılmasam da dünya çapında önemli bir bilim insanı olmasını gözönüne alarak Cumhuriyet Bilim Teknik(Teknoloji) Eki’nde çıkan yazılarının ve yayınlanan kitaplarının sıkı bir tâkipçisiydim. On yıldır kendisine dönük merakımın ve ilgimin bir hayli azalmasına, bazı konulardaki yaklaşım ve görüşlerini ‘uçuk’, ‘zırva’, ‘saçma’ diyebileceğim kadar kabul edilemez buluşum sebep oldu. Bu yeni kitabının yayınlandığını yeni öğrendim mesela. Ama bu kitap üzerine kendisiyle yapılmış bu söyleşiyi okuduğumda belli bazı konularda yaklaşım ve fikirlerinde bir değişme olmadığını, aynı minval üzere heyecanını korur biçimde yoluna devam ettiğini görüyorum. Bu yazımı onun bu söyleşide dediklerinden yapacağım bazı alıntılar oluşturacak. Bunların içinde haklı bulduklarım da var ama katılmadığım, zırva bulduklarım da var. Alıntıladığım cümleleri için, en kısa biçimde katılıp katılmadığımı, zırva buluyorsam bunu belirteceğim.
Başlıyorum.