Muhyiddin İbn Arabî Posts

Üç konu, üç gazete yazısı… Hz. Süleyman, Hüthüt, Karga ve günümüz ortamı; Güvenli ve Düzenli Muhaceret için Global girişim; II. Abdülhamid, İttihad Terakki, Erken Cumhuriyet ve günümüz

 

(…) Bir kere daha Hz. Mevlana’ya müracaat edelim. Onun Mesnevi’deki kıssalarından biri, yeryüzünde kol gezen fitne ve terör ortamına ışık tutuyor. (…)

İki yazı: biri İslâm’ın özü, biçimleri ve medeniyetlerine; diğeri Kemalizmin evrimi, türleri ve ‘çoğulculuk’a dair

 

(…) Tarih İslam’ın özünün İran biçiminde, Türk biçiminde, Endülüs biçiminde, Hind biçiminde, Balkan biçiminde sunumlarına şahit oldu. Bu sayede kapalı dar bir mahalli alandan çıkarak evrensel değerlere sahip medeniyetler kuruldu. (…)

İnsan ve rûhu, dört vasıf, İblîs’in şerrinden korunma…

 

Muhyiddin İbn Arabî’nin (M./d.1165-v.1240) Arap dilinde te’lif etmiş olduğu, Ahmed Avni Konuk(M./d.1868-v.1938) tarafından Arap harfleri zamanı Türkçesinin son yıllarında tercüme ve şerh edilmiş, Prof. Dr.Mustafa Tahralı’nın Latin harfleri dönemi Türkçesinde yayına hazırladığı “Tedbîrât-ı İlâhiyye” adlı eserin 311. sayfasından, başlıkla ifade etmeye çalıştığım konuda bazı ifadeler:

12. ve 13. asırlarda yaşamış bir Hak dostundan bir konuda sözler

 

“Hak Teâlâ hazretleri “Hevâsını ilâh edinen kimseyi görmez misin? Allah Teâlâ onu ilim üzerinde ıdlâl eyler” buyurur. (Câsiye, 45/23) (ıdlâl eylemek: dalâlete düşürmek, saptırtmak, şaşırtmak.)

Dert var dert var !..

 

Derdin türü çok. Mahmud Erol Kılıç, “Dert bire indirildiğinde birçok derdin dert olmadığı görülecektir.” diyor “Hayatın Satır Araları / Modern Zamanda Kendini Bulmak” adlı kitabında (Sufi Kitap, 4. Baskı, İstanbul, 2013).