müşahede Posts

Fusûsu’l- Hikem Tercüme Ve Şerhi-I / Şit Fassı’ndan bir bölüm (Bazı kelimeler bugünkü Türkçe’deki karşılıklarıyla)

 

Hakk’ın varlığı senin aynandır. Sen kendi nefsini onda müşahede edersin. Zira sen (sayıdan olmayan) birliğinin zâtında gizli, onun bir işi /olayı idin. Kendi varlığında vâki olan tecellîsi ile, o işin / olayın sûreti onun ilminde peydâ oldu.

Tecellî-i Rabbânî ile tecellî-i rûhânî veya müşâhede ile mükâşefe arasındaki farklılık

 

İbn Arabî’nin (m.1165-1240) eserlerinden biri olan Tedbîrât-ı İlâhiyye’nin Ahmed Avni Konuk (m.1868-1938) tarafından Arap harfleri zamânı Türkçe’sinin son yıllarında yapılmış tercüme ve şerhi, Prof. Dr. Mustafa Tahralı tarafından latin harfleri dönemi Türkçe’sinde son yıllarda yayına hazırlanmış ve basılmış (İz Yayıncılık; elimdeki baskı 6.sı olup 2013’te) durumda. Bu eserden, bu konuda ifade edilmiş sözleri içeren 200. sayfadan alıntılar oluşturuyor bu yazıyı. Yer yer parantez açılması, bazı kelimeler ve kavramların karşılıkları ve açıklama gerektiğinde yapmak içindir.

12.- 13. asırlarda yaşamış İbn Arabî’den ve 13. asrın iki büyük ârifinden (Sadreddin Konevî, Mevlânâ) sözler…

 

“İmdi hâriçten delil talebinden sakın! Basamaklara muhtaç ol! Ve delili zâtın için zâtından taleb eyle. Hakk’ı zâtında bulursun. Görmedin mi ki, Resûlullah (sav) Efendimizin nübüvveti (peygamberliği) sâbit olduğu ve akıl sâhipleri, kendilerinde, (Sav) Efendimizin kendisinin hevâsından değil Allah Teâlâ cânibinden söz söylediği karar bulduğu vakit, boyun eğmeğe ve teslîme dahil oldular. Ve onlar üzerine mükellef kılma görevleri mutasarrıf oldu. Ve onlar ‘delili nedir ve illeti nedir?’ diye suâl etmediler.” (Muhyiddin İbn Arabî, Tedbîrât-ı İlâhiyye, Tercüme ve Şerh: Ahmed Avni Konuk, Yayına Hazırlayan:Prof. Dr. Mustafa Tahralı, s.53, İz Yayıncılık, 6. Baskı, İstanbul, 2013)

Bir eserden “ilim”(bilgi) hakkında sözler

 

13. yüzyılda yaşamış Sadreddin Konevî Hazretleri (d.1210-v.1274), “Fatiha Suresi Tefsiri” adıyla Ekrem Demirli tarafından tercüme edilmiş eserinde (İz Yayıncılık; 4. Baskı: İstanbul, 2009; ISBN 975-355-471-8) “ilim” (bilgi) hakkında günümüzde önemli ve sıradışı olduğu ve kavranmasının kolay olmadığı söylenebilecek sözler ortaya koymuş 7-8 asır önce. Bunlardan birkaçını aktaracağım.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinden sözler

 

“(…) Kurb-i nevafil: Allah’ın yardımıyla etki ve tesirin o kula ait olmasıdır. Dikkat et ki bu lafzın mânâsı gayet hassas ve kapalıdır.