“Nefes alalım, derin bir nefes alalım.”
İsmet Özel’in “Türküm Doğruyum İntikamım Ülkemdir” adlı kitabının (TİYO Yay., Aralık 2019 1.Baskı) ilk sayfalarında yer alan “Başa Dönebilmek için Sonuna kadar Gittim” başlıklı ve 19 Kasım 2019 tarihli yazısının baş kısmından bazı sözler aktaracağım.
“(…) Neye ikna olacağız? Aklımızın bizi ikna edeceği şey çocukluğun ve ihtiyarlığın bizi şehvetle hesaplaşmağa çok değişik (belki de birbirini nakzeden) yollardan iten kutuplar olduğudur.(…) Kırk yaşıma kadar yazdığım şiirlerin ilki ‘Kış’. Dokuz yaşımda kıştan ancak bu kadarını anlardım. Daha sonra neler anlamalıydım? Bu satırları yazarken sonbaharı yaşıyorum. Yeni bir kış 75 yaşımda iken yine başımda. (…)” (s.8)
“(…) Her gün tok gezebilmek bir marifettir. (…) Var mıdır zilletine katlandığımız dünyanın bir anlamı? (…) Bu güne kadar hiçbir peygamber, hiçbir filozof, hiçbir sanatçı, hiçbir bilim adamı dünya haline mümessillik edecek bir imtiyazı elinde tutamamıştır. Buna mukabil dünya hali her peygamberin, her filozofun, her sanatçının, her bilim adamının sorumluluğu altına girer. Dünya hali meşruiyeti umursamayıp hükümranlık taslamaktır. (…) Kolaycıyız.
İşimize gelmeyen dünya halinden şikâyet hepimizin kolayına gider. (…) Şöhret gülünçlükle tamamlanmadığı zaman meşhur adam ortaya çıkmaz.” (s.9)