tartışma Posts

Bir gazete yazısından(F.Beşer) ve o vesileyle twitter’da yapılmış bir açıklamadan(İ.Fazlıoğlu) alıntılar

 

Faruk Beşer’in 15.11.2019 tarihli Yeni Şafak’ta çıkan “Mirasta kadına haksızlık ediyoruz, doğru ama” başlıklı yazısında, yazarın “bir videoda söylenenler” dediği, İhsan Fazlıoğlu’na ait bir kısa konuşma hakkında ettiği kelâma karşılık İ.Fazlıoğlu’nun da twitter’da bu vesileyle yapmış olduğu bir açıklamaya tanık olundu.

Önce Faruk Beşer’in söz konusu yazısının birkaç yerinden alıntılar sunacağım, sonra da bu yazı üzerine İhsan Fazlıoğlu’nun twitter’da yaptığı açıklamadan bazı alıntılar aktaracağım. Karşılaştırmayı ve değerlendirmeyi, bu yazıyı okuyanlar olursa onlar yaparlar.

“(…) Değerli fikir adamı Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu kadrini bilmemiz gereken değerlerimizdendir. Severim, takdir ederim, imkân buldukça okurum, izlerim, düşünen gençlere de tavsiye ederim. (…) Ayıklanmamış gelenekte kaybolmuş, köksüz modernlikle gözü kamaşıp geçmişin birikimini ıskalamış olanlardan değildir. Dolayısıyla söyleyeceklerim onun değerini tenkis etmez. Ama Arapların dediği gibi ‘li-külli cevadin kebve’, yani her cins atın bir sürçmesi olur.

(…) İhsan Hoca’nın söz konusu videoda söylediklerinin özeti şu: Mirasta erkeğe iki kadına bir verilmesi Kuranıkerim’in indiği asırdaki şartlarda makul ve adil bir taksimdi. Ancak günümüzde sosyal hayattaki rolleri değişen erkek ve kadın için bu taksim haksız ve adaletsiz olur. Hükümleri şartlarına göre değerlendirmeliyiz. O şartlar bugün yok. (…)

Önce bugün mirasta kadına zulmedilmekte olduğu bir gerçek. Ancak bu zulüm İslam’dan değil, İslam’sızlıktan, mevcut sosyal ve hukuki yapılanmadan ve geleneklerden kaynaklanıyor. Muhtemelen hemşehrim Fazlıoğlu Karadeniz’deki uygulamaya bakarak böyle bir kanaate varmış olabilir. (…)
İkinci olarak İslam hukukuna göre de kadına bir, erkeğe iki verilir genellemesi oldum olası doğru değildir. Eşit aldıkları, hatta kadının daha fazla aldığı yerler vardır. (…)

Seçkin bir akademisyen ve entelektüel olan M.Şükrü Hanioğlu’nun sıradışı gazete yazıları artık çıkmayacak!

 

Az önce, her pazar sabahı merakla ve keyifle yazısını okumayı âdet edinmiş olduğum M. Şükrü Hanioğlu‘nun bu sabah da yazısını okumak üzere oturduğumda ilk kez bu kadar kısa bir başlıkla karşılaştım. Dört harften ibâret bu başlık (veda) bir yazıya değil, kendi deyişiyle bir nota âitdi. Hiç beklemiyordum. Bu notu aşağıda aynen aktarmaktan başka bu kararına dair diyecek bir şey bulamıyorum. Yazılarının devamlı izleyicilerinden biri olarak, dokuz seneye yakın bir zamandır meselelere ve konulara yaklaşım ve fikirlerinin dayanağı olduğunu düşündüğüm bilgi birikimi, sağduyusu ve tevazuu ile, gazete yazılarından istifade etmemiz için bizlere lutufkâr bir imkân sunduğu kanaatinde oldum hep. Bunun için kendisine içten şükran ve minnet duygularımı belirtir; yakınlarıyla birlikte sağlık, âfiyet ve iyilikler dilerim.