Süleyman Seyfi Öğün’ün sıradışı bir yazı dizisinden (“Muhtasar bir NATO hikâyesi”) dördüncü yazı bugün çıktı. Bu yazının önemine dikkat çekmek için birkaç yerinden alıntılar sunacağım.
Aylık “Derin Tarih” dergisinin Eylül 2016 sayısında(Sayı 54), 15 Temmuz gecesinden bu yana genellikle gereken ciddiyetten uzak denilebilecek bir şekilde sürekli ve yaygın biçimde konuşulan ve gündemi meşgul etmeye devam eden konu üzerine Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’ın “Çözüm, gelenekli düşünce ve kurumlarımızın ihyasından geçiyor” başlıklı, ufuk açıcı, önemli ve sıra dışı tahliller ve değerlendirmeler içeren bir yazısı çıktı.
Bu yazıdan bazı alıntılar sunacağım.
Süleyman Seyfi Öğün’ün “Türkiye, İran ve Rusya (2)” başlıklı yazısından alıntılar:
“(…) Rusya, güçlü bürokrasisi ve askerî gücü; İran birleştirici kuvvetli bir doktrini ve Türkiye hayli yıpranmış kurumsal yapılarına rağmen çok dinamik toplumsallığı ile temayüz ediyor. (…)
15 Temmuz 2016 gecesi kanlı ve kirli FETO darbe girişimi eylemi 240 sehit ve çok sayıda gazimize karşılık bir şanlı direnişle püskürtüldü. Bu eylemin arkasında olan ve başarılı olsaydı sevinecek ülkeler malûm. Zira gerek ABD’de gerek Avrupa ülkelerinde bu alçakça ve kanlı darbe girişimi kınanacağına, bu girişim sonrası Türkiye’de olup bitenlerin demokrasi ve hukuk dışı olduğuna dair değerlendirmeler yapılmakta.
M.Şükrü Hanioğlu’nun “Ders laiklik alanında mı? Onu kim alacak?” başlıklı sıra dışı yazısından haberdar etmek için merak ve ilgi duyacakları, bazı alıntılar sunacağım bu yazıdan.
