Yusuf Kaplan Posts

‘Siyasî pornografi’, ‘siyasetin kriz yaşaması’, ‘siyaseti dizayn’ çabaları…

 

Yusuf Kaplan’ın bu günkü yazısında geçen ibârelerden bazılarına yer verdim başlıkta. Şimdi de o yazının birkaç yerinden alıntılara ağırlık verir bir üslûpla, okuyanlar olursa bu yazıyı onları haberdar etmeye çalışacağım

“Haftalardır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir CHP’liyle Külliye’de gizlice görüştüğü, CHP’nin başına geçmesi için kendisine destek vereceği iddiası konuşuluyor…” diyor yazar ve ekliyor:
Erdoğan, böyle bir görüşmenin olmadığını, olmasının sözkonusu bile olamayacağını söyledi sert bir dille.

Yazar, “İddiayı ortaya atan, gündeme getiren kişi, Sözcü yazarı Rahmi Turan.” diyor ve onun ‘cemâzi-yel-evvel’ine (Vaktiyle Tan gazetesini çıkarmış olmasına) değiniyor ve kategorik olarak bir ‘bulvar gazetecisi’ olduğunu belirtiyor
“Sonra başkaları da girdi işin içine…” diyerek hâdisenin gündem oluşturduğu gerçeğine işaret ediyor.

Şu sözü dikkat çekici, düşündürücü, sıradışı bir tesbit:

“Seyrettiğimiz pornografik bir şov. Siyaset, malzemesi sadece.”

‘İMAMOĞLU NEDEN LONDRADA?’ ara-başlığı altında şu tesbit ve daha sonra onun anlamlandırılması yer alıyor:

“Tanık olduğumuz şey, siyasetin kriz yaşadığı ve krizin sanallaşarak derinleştiği gerçeğidir.”
“Siyasetin dizayn edilmesi de diyebilirsiniz siz buna.”

Yusuf Kaplan’ın düşündürücü bulduğum bir yazısı üzerine

 

Yusuf Kaplan’ın yazılarıyla bende hâsıl ettiği izlenim, düşündüğünü olduğu gibi yazması; “birileri ne der, nasıl karşılar?” sorusunu aklına bile getirmeden, dolayısıyla yazılarının beğenilmesini veya olumsuz tepki ile karşılanmasını ağırlıklı bir biçimde önemsemeyerek; bildiğince, düşündüğünce yazılar ortaya koyması.

Bu günkü yazısı bu izlenimime tipik bir örnek. Daha yazının başlığından ( “-mış gibi yapan” iki Türkiye ) merakınız celb ediliyor, okumak istiyorsunuz.

İlk cümlesi şu: Bizi sahicilik kurtaracak. Samimiyet yani. Demek ki sahicilik ve samimiyet yönünden önemli bir handikap söz konusu gidişâtımızda. Bunu aşabilmemize bağlı görüyor yazar selâmete çıkışımızı.
Ben daha fazla bir şey söylemeyeyim de yazarın bahse konu olan yazısının birkaç yerinden daha alıntılar sunmak sûretiyle sözü kendisine bırakayım. (Aşağıda sunacağım alıntılarda tırnak işareti kullanmayacağım; hepsi yazarın söz konusu yazısından seçilmiş ifadelerdir. Tırnak işâretini sadece alıntılamaya başlarken ve alıntılamayı bitirirken, iki yerde kullanacağım.)

Kendini eleştirebilecek kadar özgüven sahibi olan ve diğer kesimi iyi tanıyan, ülkenin önünü açacak kesim olacak.

Akif Emre’nin ardından yazılanlar devam ediyor…

 

Merhum Akif Emre hakkında yazılar devam ediyor. Benim en önemli yazıları okuduğumu düşündüğüm Yeni Şafak’ta, bu ölümün üzerinden şu kadar gün geçmesine rağmen hâlâ bu konuda yazıların çıkması anlamlı ve iyiye işaret. Bugün okuduğum merhum Akif Emre ile ilgili yazılardan yaptığım alıntılamaları sunuyorum.