zaman Posts

“Onları Ecnebileştiren çoklukta (kesrette) lezzet arama meşguliyetidir.”

 

İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde “İslâmla Damgalanmış Varoluş” üst-başlığı altında çıkan “Dünya İkiden Fazla Parça Kaldırmaz” başlıklı, 28 Recep 1442 (12 Mart 2021) tarihli yazısından (http://istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=63&KatId=3) bazı cümleleri alıntılamamdan ibaret olacak bu yazı. Okuyanlar olursa onlarla paylaşmış olacağım bu ifadeleri ve onlardan bu yazının tamamını okumaya yönelenler de olacaktır.

İlk alıntıladığım cümle bu yazının başlığını oluşturdu. O cümlenin yer aldığı paragraftan ondan önceki ve sonraki iki cümleyi daha alıntılarsam bağlam belki daha iyi anlaşılır.
“(…) Yekparelik bize düşer. (Başlıkta alıntılanan cümle). Ecnebilik Kur’an nâzil olduktan sonra onların karakteri olmuştur. (…)”

” Sayı saymada düştüğümüz yanlış bir elimizde beş parmak bulunmasıyla başlıyor. Pençe kelimesinin kökü burada. Üç parmaklı kuşların bile pençesine düşebiliyoruz. (…) “

Şiir üzerine İsmet Özel’in bir yazısından alıntılar

 

“ÖZÜYLE SÖZÜYLE KİSVESİ VE KARAKTERİYLE ŞİİR: DİKKAT PATLAYABİLİR! (patlamayabilir de)” başlıklı, İsmet Özel’in
“TÜRKÜM DOĞRUYUM İNTİKAMIM ÜLKEMDİR” adlı, TİYO Yayından çıkmış, 1. Baskısı Aralık 2019 olan kitabında(s.191-194) yer alan bir yazısı bu. Birkaç yerinden alıntılamalarla bu yazıdan haberdar edeceğim haberi olmayıp da bu yazıyı kaderde varsa okuyacak olanları.

Şair Barbara Guest’in şu sözüne yer veriyor şair ve yazar İsmet Özel yazıya başlamadan: “The poet is not there to share a poetic communication, but to stimulate An imaginative speculation on the nature of reality.” Tercüme edersem naçizane, bu şair şunu ifade etmiş oluyor: “Şiir bir şâirâne iletimi paylaşmak değildir, fakat gerçekliğin tabiatı üzerine tasavvurî bir kurguyu teşvik etmektir.”

Gelelim kıymetli şair ve yazar İsmet Özel’in bu yazısından alıntılamalara.

Ne demişti Baudelaire? “Ekmek yemeden üç gün hayatta kalabilirsiniz; şiirden mahrum kalarak bir gün bile yaşayabilmeniz imkansız ve bunun aksini herkim iddia ederse hata içindedir: Hataya düşenlere ‘kendini bilmezler’denir.”

İnsanda dışsal olanla içsel olanın uyumsuzluğu: üç yazıdan alıntılar

 

“(…) Sakin olmadığımızda iyi düşünemiyoruz, yani iyilikle düşünemiyoruz. İnsan, dışsal olanın etkilerinden korunabildiğinde sakindir, sükûnet içindedir. Tabiatı böyledir. Denizleri dalgalandıran rüzgardır, kendisi dışındaki hava ve tabiat etkileridir. İnsan da öyledir, dışından gelen etkilerle hareketlenir, tabii halinden uzaklaşır, farklı halet-i ruhiyelere girer. Hatırımızda tutmamız gereken bir şey bu; özellikle de insanın kendi halinde pek fazla kalamadığı şu zamanda. Dışsalın içseli örttüğü, sürüp neredeyse hayatın dışına attığı yeni günlerimizde. (…)

“Evet mesele o bir tek adımı atmakta…”

 

“Kafamızın içindeki dünya ile yaşadığımız dünyanın arası giderek açılıyor. Bu kendi başına yeterince kötü bir şey… Ama bundan daha da kötüsü var; biz bu iki dünya arasında açılan uçurumlara gözlerimizi kapatıyoruz.

Seçtiğim gazete yazılarından yine seçtiğim sözler

 

“(…) Neden bugünün insanı bilumum hastalıklardan oluşan bir felaket çemberinin her an kendisini içine çekmeye çalıştığı vehmiyle yaşıyor? (…)