“Hatırdan çıkarmak felâketi mucip olmuştur ki, bizi bizden başkası ihya edemez.”
“(…) Eğer dünyadaki hayat şartları Müslim, gayr-i müslim farkını aksettiren bir ortamı ifade etse idi kendi yerinizi seçme hususunda dediklerinizi dikkate alacaktım. Çünkü o takdirde yerkürenin her insan ferdi dar-ül İslâm’daki veya dar-ül harpteki yerini seçme hakkını elinde tutuyor olacaktı.
(…) Başkaya yaklaşan kendinden uzaklaşır. Bana mahsus olan şekil, hassaten benim şeklim başkasının zevkini okşama şartına bağlanmışsa, bizim zevkimiz başkalarının rahatını korumayla kabule mazhar duruma mahkûm edilmişse Türkiye ahalisi olarak biz esaret altında bir hayat sürmekteyizdir. Hatırdan çıkarmak felâketi mucip olmuştur ki, bizi bizden başkası ihya edemez. Kötüysek ve gittikçe kötüleşen bir halimiz var ise bu düşkünlüğümüz başkaya kulak vermemizden husule gelmiştir. Asıl kötülük başımıza başkaya kulak vermeme durumunda musallat olacaktı diyen herkesin benim düşmanım olduğunu ilân ediyorum; ama düşmanı düşman bellemede kaç kişiyle iştirak halinde bulunduğumu bilmiyorum.
(…)
(…) Kendine başkalarının yargısına sığınarak yer arayanlar doğruya ulaşma endişesini hissetmekten imtina etmişlerdir. Başkasının yargısı mafevke de, tebaaya da mahsus olabilir. Fazileti emir almasını ve emir vermesini bilmekte arayanlar fazileti alet olmakta ve alet etmekte aradıklarını fiilen göstermiş olurlar. Böylelikle ihmale uğramış olan küfr ile iman arasındaki zıtlaşmadır. İmana ulaşma çabasında gevşeklik, küfre düşme tehlikesine lâkayt kalış doğruluk endişesine yer bırakmaz. Dünyayı kâfirlere cennet kılan budur.”
(İsmet Özel’in 24 Şubat 2017 günü İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde, DİL İLE İKRAR serlevhası altında “İsmet Özel Bize Neyi Şiir Diye Yutturdu Veya Biz Neyi Şiir Sanıp Yuttuk İsmet Özel’i Bırakıp(I) başlığıyla çıkan yazısından alıntılanmıştır.)
http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/Yazi.aspx?YID=1308&KID=59
No Comments