“Bu ülkenin en büyük servetinin sokaklarındaki sıradan insanlar olduğuna inandım hep. Güleç yüzlü hacı amcalar, cefakâr ev hanımları, seher vakti dükkan açan küçük esnaf, tarla taban peşinde çiftçiler, alınteri döken işçiler, para biriktirerek çocuklarını okutmaya çalışan ana babalar, hafızlık çalışan delikanlılar, çeyiz hazırlayan genç kızlar, ülkesi için muhabbetini, ideallerini, umutlarını hiç yitirmeyen, üç kuruşa çalışıp haline şükreden, memleketin başına bir iş gelmesin diye duasını eksik etmeyen, sessiz, mütevekkil, kendi halinde insanlar… Hayata kattıkları zenginliğin çoğu zaman farkında olmadığımız güzel insanlar… (…) Sessiz ama kalben daima uyanıktırlar.