Hâlimiz
“(…) Peşine takıldığımız her şey bizi peşi sıra sürükleyip götürüyor. Biz mi meselelere takılıyoruz, o gelip geçici meseleler mi atıyor bize kancalarını, belli değil!
“(…) Peşine takıldığımız her şey bizi peşi sıra sürükleyip götürüyor. Biz mi meselelere takılıyoruz, o gelip geçici meseleler mi atıyor bize kancalarını, belli değil!
“Baş ağrısıyla, karın ağrısıyla, sırt ağrısıyla yaşamaya tahammül edemiyoruz ama gönül ağrısıyla yaşamaya ikna ediyoruz kendimizi. Belki başka çaremiz yok. Öyle ya, diğerlerini iyi kötü tedavi eden ilaçlar var ama gönül ağrısının ilacı yok. (…)
Bu günün (7 Ocak 2018 Pazar) iki gazetesinde(YeniŞafak ve Sabah) birer önemli yazı okudum. Mahmud Erol Kılıç‘a ve M. Şükrü Hanioğlu‘na ait bu yazılar. Bu iki yazının herbirinin üç yerinden alıntılar sunacağım.