Yetmiş altı yaşındayım; çocukluğumdan beri siyasete kendimce bir ilgi duyarım. Günümüzde özellikle ana muhalefet partisi liderinin ve başlıca siyasetçilerinin yansıttıkları durum geçmişteki siyasetçilerin tavırlarına, duruşlarına hiç ama hiç benzemiyor. Geçmişte zaten altılı masa benzeri gruplaşmalar, ittifaklar hiç olmamıştı. Elini geldiği kürsüye vurarak “ben burdayım, burda” sözlerine benzer bir davranış önceki siyasetçierin hiç birinden gördüğümü, duyduğumu hatırlamıyorum. Velhâsıl günümüz ana muhalefet partisi ve liderinin İnönü , Menderes, Ecevit, Bölükbaşı, Demirel, Baykal, Feyzioğlu gibi siyasetçilerle ortak veya benzer özellikleri hemen hemen bulunmamakta. İstanbul ve Ankara Belediye Başkanları CHP’li olarak milletvekili olmakla Belediye Başkanı seçilmek arasında tercihlerini tam ve kesin olarak daha yeni belirlemiş durumdalar. CHP lideriyle ilişkileri daha yeni netlik kazanmış durumda. Özellikle İBB Başkanı o görevini sürdürebilmek için bakalım seçilebilecek mi? ABB Başkanı daha az sesi çıkan birisi. CHP Genel Başkanı ise şimdiye kadarki CHP genel başkanlarına göre bence performansı (dikkati çeker aksiyonu) en düşük olanı.
Tabii ki bu değerlendirme ve kanaat bana ait. Ve elbette bir vatandaş olarak bu kanaatimi belirtebilirim. Sadece siyasetçiler birbirlerini eleştirirler, dilediklerini söylerler diye bir kayıt yok elbette. Üstelik siyasi parti liderleri vatandaşın oyuna muhtaç. Dolayısıyla vatandaş beğendiği siyasetçiye (onun partisine) oy verir. Seçimden önce de vatandaş olarak düşüncesini, kanaatini bir şekilde yansıtabilir; siyasetçileri beğenip beğenmediğini belirtebilir.